Makaleler
İbrâhim Halîl Sofra’sı
Sıla-i Rahîm Miras’ı
Âdem’in Çocukları’yız.[1] Babamız’ı Merak ederiz, Kardeşlerimiz’i Merak ederiz, hem Merak hem Özlem…Firaq Ağır gelmeye başlar, Hicrân çöker üzerimiz’e.. ‘İçimiz’deki Kuş’un Sesi’ni[2] duyarız, belki Kuşcu’nu Sesi’ni[3].. Güneş Gurub’ta batıyorsa ‘Hilâl doğsun içindir’ der bir başka Ses [4].. Azığımız’ı kor Sefer Tası’na, Baba Yurdu’na Sefer’e koyuluruz. Azık Yol içindir sadece, Baba Ekmeği’ni özlemişizdir.
Sefer Tası’nda Azığımız, Çıkımız’da Mushâf-ı Şerif.. Mushaf’ta ne varsa Suhûf-i İbrahim’den[5] kalma, biliriz.. ’İki Dünyâ Hasene’si [6], Zü’l-Cenâheyn Kuşlar..
Ateş’i Serin eden[7] Fırat’ın-Dicle’nin suladığı Cennet’teyiz. Sofra’nın[8] Tenwir’i için İbrâhim’in Baba Yurdu’ndayız, Urfa’da, Harran’da.. İbrâhim Ka’be’nin Konuğu olacaktır[9], biz Baba Evi’nde İbrâhim’in[10]. Fırat sularsa Toprakları’nı, Cennet eder Zârisi’ne . Andolsun Zariyât’a[11].. Saffât Okuması’nı[12] tamamlıyor Neffâsât[13], Haset’in Ateşi’ni[14] söndürmek için Urfa’ya süzülüyor.
Mecus’un Ateş’ini söndürür Tewhid’in Nûr’u [15].. Ateş’e yakışansa Tenwir’in Meşâlesi’ni tutuşturmak[16].. Tenwir’in Ateş’i düşmüsse İbrâhim’in Yüreği’ne, artık kalamaz buralarda, ‘Selâm’ der çeker gider Cenûb’a.
Otağını kâh Qudüs’te kuracak, kâh Ka’be’’de İbrâhim, kâh Mısır’a Yol alacak … İbrâhim diyar diyar yakacak Kamp Ateşi’ni..
Kamp’ın Çevresi’nde toplayacak, haşredecek Uşakları’nı, Kamp’ın Ateşi’nden seslenecek Allâh Mûsâ’ya..
Ekinsiz Wâdi’ye bırakacak Hacer’ini, İsmâil’ini… Fırat Zemzem’e bürünüp fışkıracak Çöl’ün Ortası’ndan.. İnsanlar Su’ya koşacaklar, yâni Âb-ı Hayât’a… Su’ya kanacaklar, Su söndüredek Ateşleri’ni.. Halil, Ka’be’ye Konuk’tur, Evsahibi olur, Ehlu’llallâh’ı buraya çağırır, yâni Kuşlar’ı.. 2.Bâni’si olduğu Ka’be’ye..
İbrâhim’in Çadırı’nda herkese yer var. Ehli’nden olmak, Konuğu bulunmak için Halil’in Toprakları’nı arıyoruz, Urfa’da haşroluyoruz bu kez.
Qaside-i Su’ya[17] kanmak, banmak, yunmak için. Qudüs’e, Mekke’ye akmak için.
İbrâhim’le bir Millet çıkmaktadır Târih Sahnesi’ne: Millet-i İbrâhim.. Neyi İzâfe ederseniz İbrâhim’e, Ata’dan kalan Miras gibi Öz Malınız olarak döner size… Sıla-ı Rahim’dir İbrâhim Milleti’nin yaptığını, İshaq’ın Çocuklar’ı da, İsmâil’in Çocuklar’ı da bu Pota’da erir; Ümmet-i Muhammed’i mi birleştirmeketecekmiş Ab-Raham (Ebû Rahîm). İbrâhim’e Salât eden, ‘Âl-i’ne Bereketler bahşeden Mewlâ ‘Milliyeti’ni İslam [18]bilenler arasında Ülfet yaratmaya Muqtedir’dir, Demokratik Açılım’ın tosladığı Tezlim’in Fecr-i Kâzibi’ni inşallâh Fecr’-i Sâdıq’ın Tenwir’i kaplayacaktır. Sınırlar yıkılacak, Paryalar’ın Prangalar’ı sökülecek, Tutuk Diller’deki Uqte çözülecek, ibrâhim’in Konuklar’ı Sofra’da yeri’ni alacaktır. Gelmekte olan’ı görmüyor musunuz..
Urfa’nın, Harran’ın Otelleri’nde Konuksunuz. Nûr’u risâleştiren Usta, ‘Ateş’’e bu kadar yaklaşmışken ona düşer yanarım, Aşk’ın Ateşi’nin neliğine Hayât’ım Şâhid olur ‘ dercesine Urfa’nın Otelleri’nde Can verdi. İbrâhim’in Çağrı’sına İcabet’le, İbrâhim’in Ağuşu’nda yatan bir Said Adam Anıt’ı oldu çıktı. Urfa’nın Oteller’inde o Ses’i duyar Nefs’i Mülhime olanlar:
‘Ümitvar olunuz, şu İstikbal Âlem’i içinde en Gür Sâdâ, İslâm’ın Sada’sı olacaktır.’
‘Öksüz Yapı Usta’da kalmayacak, Çıraklar utanmayacaktır.’
Sıra’daki Geceler bu Sada’nın Türküsü’nü çığıracaklardır Fecr’in Matlaı’na kadar.
-Dayf-ı İbrâhim’den bahseder yer yer Kelâm-i İlâhî.. Cennet Waraqları’nı Qudüs’te, Mekke’de neşreder İbrâhim.
-Melekler iner İbrâhim’e,Secde ettikler’i Adem’in Oğluna. Konukları’na Arz’ın Semerâtı’nı İkrâm edecektir İbrâhim, Melekler Semâwî Sofra’yı sererler ona.
-Sofra’da ne yoktur ki.. İshâq’tan Îsâ’ya İmâmlar vardır Zürriyeti’nden orada..
İbrâhim’in Çocuklar’ı Zeytûn Diyârı’nda İbrâhim Sofrası’nı isterler Îsa’dan.. Allâh İbrâhim’i Halîl edinmiştir, Îsâ Hawâriler’i Ensâr.. Mesih ‘İnsan sadece Ekmek’le yaşamaz’ der, Mâide’yi Tebşir eder onlara.. Taş’tan (Hacer’den) Ekmeği’ni çıkarır Halîl..
-İsmâil’in Ewlâd’ı Ahmed’e İnzâl olur Sofra..
-Sofra’nın indiği Gün Qıyâmet’e dek Bayram bize.. Sofra (Mâide) Qıyâmet’e kadar Açık, Konukları’nı bekliyor.
29 Ekim 2009 Urfa
[12] 28 Ekim 2009 Çarşamba. Tertil IX./Saffat Sûre’si III.Bölüm’ü (75-82/Nuh) okuyoruz Yolculuk Önce’si. Sadaqa’llâhu’l-Azîm dediğimiz Nokta, Nûh’un Şiası’ndan İbrâhim Durağı..(83-113). ‘Yetişir bu kadar, şimdi İbrahim’e Uçma Waqt’i ey Qâri, Kâfi bu kadar.’ ‘Rabbu’l-Meşârıq’a (5.Ayet) Geceleyin Yolculuk var. Yewm-i Ziynet Sabahı’nda Metruk Harran’dan Selâm ediyoruz.