TERTİL:
TECWİD:
TERCİ:
TAHZİN:
WAQF ve İBTİDA:
Qıraatlar’ın Yedi Harfce İçerilmesi:
Sahâbi Qurrâ:
Qıraat İmamları:
Bugün Yaygın Olarak Kullanılan 3 Qıraat
Qıraatler Üzerine Yazılan Eski Literatür:
10 Kıraat:
A.USULİ FATLILIK
1-Medli- Kasırlı Qıraatler:
2-Sakin Nûn ve Tenwin:
3-Harfler’in Birbirleriyle Bağlantılı Okunması :
4-Hemze'nin Okunması:
5-Wâsıl yapma:
6-Waqıf ve Sekte:
7-İzâfet Ya'sı:
8-Tefhim, Tağliz ve Terkik:
9-İmâleli-Fethalı Okumalar:
10-Hu ve Hum Zamirler’i:
B-FERŞTE FARKLI OKUMALAR
Qıraatlar’la İlgili Taplolar
QUR'ÂN QIRAATI'NIN TEDRİS YERLER’İ
Medreseler: Darul-Qur'an/ Daru'l-Qurra:
1-Reşâiyye Dâru'l-Qur'ân'ı:
2-ibnu Münca Dâru'l-Qur'ân'ı:
3-Sencâriyye Dâru'l-Qur'ân'ı:
4-Cezeriyye Dâru'l-Qur'ân'ı:
5-Delâmiye Dâru'l-Qur'ân'ı:
6-Sabûniyye Dâru'l-Qur'ân'ı:
7-Haydâriyye Dâru'l-Qur'ân'ı:
Yeni Qıraat Kitablar’ı:
Türkçe’nin Bozuk Qıraatlar’ı Üzerine Bir Okuma Parçası
Ses Kayıt Cihazlar’ı olamamasına rağmen, Qur'ân'ın İlk Okunuşu’ndaki Orjinal Fonetiğe bugün sahibiz.
73/el-Müzzemmil 4:" Qur'an'ı tertil ile oku".
Qur'an'ın her ayeti sonunda durarak okumak, onun üzerinde düşünmeyi imkan dahilinde kılar. Bu nedenle Hz. Rasul bu tür okuyuşu örnekledi:
Hafsa ve Ümmü Seleme anlatırlar: "Rasulullah Qur'an'ı ayet ayet okurdu. Yani "Bismillahirrahmanirrahim" der vakfederdi. "Elhamdulilllahirabbil alemin" der vakfederdi. "Er-rahmanir rahim" der vakfederdi. "Maliki yevmiddin" der vakfederdi. "[1]
Enes ibnu Malik'e O'nun okuyuşunu sorduklarında şöyle cevap verdi: "Uzatılması gereken harfleri uzatırdı. Besmeleyi okuyarak Allah'ın lam'ını, Rahman'ın mim'ini uzatarak okurdu."[2]
er-Razi, ayetteki tertil masdarının, emr'in vucubunu tekid etmek ve Qur'an okuyan kimseye, tecvidin muhakkak lazım olduğunu göstermek için geldiğini söyler.[3]
Tertil, ahenk ve intizam demek. Qur'an harflerinin hakkını vermek, acele etmemek. Bu manada teressül kelimesi de kullanılıyor.
Rasul, bu tertil okuyuşunu başarabilenleri diğerlerine örnek gösteriyordu. İbnu Mes'ud bunlardandır.[4]
Tertil kelimesi tecvid'i de içine alıyor olmalı. Ali tertil'i soranlara şöyle cevap vermişti: " Tertil, harflerin tecvidini ve vakflarını bilmektir."[5] Bu kelime İbnu Mes'ud'dan gelen bir rivayette de yer alıyor: "Qur'an'ı tecvid üzere okuyunuz, güzel sesle süsleyiniz."[6]
İbnu Cezeri (ö.833/1430) şöyle der: " Tecvidi öğrenmek, ona riayetle Qur'an okumak vacibdir, lazımdır. Kim Qur'an'ı tecvidsiz okursa, günahkar olur. Çünkü Allah Qur'an'ı tecvidle indirdi ve bize kadar da böylece geldi"[7]
Sözel anlamı "geri çevirme, döndürme" olan bu kelime avazı boğazda tekrar etmek, Qur'an'ı name ile okumak anlamına kullanılıyor. Güzelleştirme, dinlenmeye hizmet eder. Ama bu nazmı bozucu bir hal almamalıdır.
Abdullah ibnu Mugaffel nakleder:" Rasulullah dişi veya erkek devesi üzerinde yol alırken; 48/el-Feth Suresini veya bu surenin bir kısmını hoş bir kıraatla okuyor ve terci yapıyordu."[8]
Müslim bu olayın Mekke'nin Fethi günü olduğunu söyler.[9] Bunun devenin yürüyüşünden ileri geldiği söylenir.[10]
Bir çok Rivayet Kitabı'nda[11] farklı ifadelerle naklettiklerine göre Rasulullah güzel sesle Qur'an'ın süslendirilmesini istemiş, nağme ile okuyanları hoş karşılamamış ve güzel sesle kıraatı tavsiye etmiştir. Yine O'nun sözü: "Ey Ebu Musa, muhakkak sana Davud Peygamber'in nağmelerinden bir nağme vetilmiştir" [12]
Dönemin güzel okuyucuları arasında Ebubekr, İbnu Mes'ud, Salim, Ukbe ibnu Amir, Ebu Musa, Useyd ibnu Hudayr'ın isimleri geçer.
TAHZİN:
Kederlendirme, tasalandırma, hüzünle okuma demek. Ağlama hissini doğuran bir hudu ve huşu'yu yakalama. Rasul’un İbnu Mes'ud'u dinlerken ağladığı anlatılır. Şöyle buyurur: "Şüphesiz Qur'an hüzünle inmiştir, okurken ağlayınız, şayet ağlayamazsanız, ağlamaklı bir tavırla okuyunuz."[13]
Ömerin bir gün sabah namazında 10/Yunus suresini okurken göz yaşları döktüğünde arka saftakiler bunu işittiler.[14]
WAQF ve İBTİDA:
Metnin noktalamasına riayet etmektir. Konuşma anlaşılmazlıktan, sıkıcılıktan böyle kurtarılır. Bu konuda ilk eserler 2.asrın sonlarına doğru yazılmaya başlandı.[15]
1.Waqf-ı Tam: Örneğin besmele sonrası[16] 1/el-Fatiha'nın 3.ayetinden sonra[17]
2.Waqf-ı Kâfi: Örneğin 1/el-Fatiha'nın 1. ayetinden sonra[18]
3-Waqf-ı Hasen:Örneğin, 1/Fatiha'nın 2. ayetinden sonra[19]
4-Waqf-ı Kabih: Rasulullah'ın, azab ayetinden sonra rahmet ayetiyle, rahmet ayetinden sonra da azab ayetiyle vakfetmeyi men etmesi, bu tür tilavetin kabih olmasındandır.[20]
Rasul Qur'an okurken, bazı yerlerde devamlı durmuş, bazı yerlerde ise devamlı olarak geçmiştir. Bazı yerlerde ise bazen durmuş bazen geçmiştir.
ez-Zerkani şöyle der:" Devamlı vakfettiği yerler fasıla yerleri, devamlı vaslettiği yerler ise , fasılanın bulunmadığı yerlerdir. Bir seferinde vakfettiği yeri, diğer bir seferinde vasletmesi hususuna gelince, bunda iki ihtimal üzerinde durmak icab eder: Bunlardan ilki, Rasulullah vakfetmekle; vakfettiği yerde fasıla'nın yahut vakfı-tamm'ın bulunduğunu anlatmak istemiş veya istirahat için durmuştur. Diğer husus ise, Rasulullah bir seferinde vakfettiği yeri, ikinci bir seferinde vasletmekle, herhangi bir fasıla'nın bulunmadığını anlatmak istemiş veya önce fasılanın bulunduğunu bildirmiş, sonra vaslederek her iki şekilde de, kıraatın caiz olduğunu göstermiştir. (...) Rasulullah'ın bundan gayesi, fasl ve vasl mahallerini tayin etmektir."[21]
Kıraatlar’ın Yedi harfce İçerilmesi:
Yedi Harf’in çoğu Husus Qıraatlar’da bulunmaz.
el-Qıraetü Kelimesinin çoğulu el-Qırââtü olup Qarae’nin Mastarı’dır.
Sahabi Qârîler:
Ubeyy ibnu Qa’b
Zeyd ibnu Sabit
Ali ibnu Ebu Talib
ibnu Mes’ud
Ebu Mûsâ el-Eş’arî
Osman Dönemi’nde bu Qariler ve çoğaltılan harekesiz, noktasız Mushaflar çeşitli merkezlere dağıldılar.
ez-Zerkânî[22], Nuweyri’[23]den naqlen der ki: ‘Qur’an’ın naklinde itimat hafızlaradır. Bundan dolayı Osman her Mushaf’ı, mecbur olmadığı halde, çoğunlukla Mushaf’ın Qıraatına uygun birisiyle göndermiştir. Her şehir halkı kendilerinin Mushaf’ larında yazılı olan kıraat vechiyle okumuşlardır. Bu Mushaftaki kıraat vechini sahabeden öğrenmişler, sahabe de o kıraat vechini Rasulullah’tan öğrenmiştir. Sonra bunlardan bir takım kimseler kıraatları öğrenmek için ayrılmışlardır, kıraatkarı zapdedip geceleri uyumamışlar, kıraatları nakletmek için gündüzleri çalışmışlar, sonunda bu konuda uyulan imamlar ve yol gösteren yıldızlar olmuşlardır, kendi beldelerinin halkı kıraatlarını kabul etmede ittifak etmişler, rivayetlerinin ve dirayetlerinin sahih olmasında iki kişi bile onlara karşı ihtilafta bulunmamışlardır. Bunlar kıraatla uğraştıkları için kıraatları kendilerine nisbet edilmiş ve bu konuda kendilerine itimat edilen kimseler olmuşlardır. Bunlardan sonra kıraat imamları çoğalmışlar, beldelere dağılmışlar, imamlar birbirini takip etmişler, tabakaları bilinmiş, sıfatları birbirinden ayrılmıştır. Bunlardan rivayet ve dirayetiyle meşhur, kıraatı sağlam kimseler olduğu gibi bu vasıflardan yalnız bir vasfı tahsil etmiş ve bir vasıftan daha fazla vasfı tahsil etmiş kimseler de vardı. Bundan dolayı aralarında ihtilaflar çoğaldı, anlaşma azaldı. O vakit İslam ümmetinin mütehassıs alimleri ve yüce imamları harekete geçtiler. Güçlerinin yettiği kadar çalıştılar. Sahih ile batılın arasını ayırdılar, harfleri ve kıraatları topladılar, vecihleri ve rivayetleri nisbet ettiler. Koydukları asıl kaidelere, açıkladıkları esaslara göre şaz, kesir, faz kıraatların arasını ayırdılar.’
Ölüm :
110/728 İlk 14 Ebu Said el-Hasan ibnu Ebi'l-Hasan Yesar Hasan el-Basrî
190/805 Şüca ibnu Ebi Nasr el-Belhî
240/854 ed-Durî,Hafs ibnu Ömer el-Bağdâdî (+)
118/736 İlk 7 Ebu İmrân Abdullah ibnu Amir ed-Dımeşqî el-Yahsubî ibnu Amir[24]
242/856 İbnu Zekwan,[25] Abdullah ibnu Ahmed ed-Dımeşqî
245/859 Hişam,[26] Hişam ibnu Ammar ed-Dımeşqî
120/738 İlk 7 Ebu Muhammed Abdullah ibnu Kesir ed-Darî el-Mekkî ibnu Kesir[27]
250/864 el-Bezzî,[28]Ebu'l-Hasan Ahmed ibnu Muhammed (+)
291/903 Kunbül,[29] Ebu Ömer Muhammed ibnu Abdirrahman
123/740 İlk 7 Muhammed ibnu Abdirrahman el-Mekkî ibnu Muhaysin
250/864 el-Bezzî,Ebu'l-Hasan Ahmed ibnu Muhammed (+)
328/939 ibnu Şenbuz, Ebu'l-Hasan
127-745 İlk 7 Ebu Bekr Asım ibnu Ebi'n-Necud el-Esedî el-Qûfî Asım[30] (ibnu Behtele)
180/796 Hafs,[31] Hafs ibnu Süleyman el-Kûfî
190(3?)/805 Ebu Bekr Şu'be ,[32] Ebu Bekr Şu'be ibnu Ayyaş el-Kufi
130/747 İlk 10 Ebu Cafer Yezid ibnu el-Ka'ka Ebu Cafer[33]
160/776 ibnu Verdan,Ebu Mûsâ Îsa ibnu ibnu Werdan
170/786 ibnu Cemmaz, Ebu'r-Rebi' Süleyman ibnu Cemmaz
148/765 ilk 14 Süleyman ibnu Mihran el-A'meş
371/981 el-Muttawwi, Ebu Ca'fer el-Hasan ibnu Said
388/998 eş-Şenbuzî, Ebu'l-Ferec Muhammed ibnu Ahmed
154/771 İlk 7 Ebu Amr Zebban ibnu el-A'la ibnu Ammar el-Basrî Ebu Amr[34]
240/854 ed-Durî,[35]Hafs ibnu Ömer el-Bağdâdî (+)
261/874 es-Susî,[36] Ebu Şuayb Salih ibnu Ziyad
156/773 İlk 7 Ebu Ammar Hamza ibnu Habib ibnu Ammar ez-Zeyyâd el-Faradi et-Teymi el-Qûfi Hamza[37]
220/835 Hallad,[38] Hallad ibnu Halid eş-Şeybânî
229/843 Halef,[39]Halef ibnu Hişam el-Bezzâr (+)
169/785 İlk 7 Ebu Ruweym Nafi ibnu Abdurrahman ibnu Ebu Nuaym el-Leysî el-Medenî Nâfî[40]
197/812 Werş,[41] Osman ibnu Said el-Mısrî
220/835 Kalun[42], İsâ ibnu Minâ
189/805 İlk 7 Ali ibnu Hamza Ebu'l-Hasan el-Qûfî el-Kisâî[43]
240/854 ed-Durî,Hafs ibnu Ömer el-Bağdâdî(+)
240/854 Ebu'l-Haris,[44] Ebu'l-Haris el-Leys ibnu Halid el-Bağdâdî
202/817 ilk 14 Ebu Muhammed Yahya ibnu el-Mübârek el-Basrî el-Yezidî
235/850 Süleyman ibnu Eyyub ibnu el-Hakem Ebu Eyyub el-Hayyat el-Bağdâdî el-Basrî
Ahmed ibnu Ferrah ibnu Cibril Ebu Cafer ed-Darir el-Bağdâdî
205/820 İlk 10 Ebu Muhammed Ya'qub ibnu İshaq el-Hadramî Ya'qub[45]
234/848 Rawh, Ebu'l-Hasan Rawh ibnu Abdil-Mü'min el-Hüzelî
238/852 Ruweys, Ebu Abdullah Muhammed ibnu el-Mütewekkil el-Basrî
229/843 İlk 1 Halef ibnu Hişam el-Bezzâr (+) Halef
286/898 İshaq, Ebu Ya’qub İshaq ibnu İbrâhim el-Warraq
292/904 İdris, Ebu'l-Hasan İdris ibnu Abdi'l-Kerim el-Haddad
Bugün Yaygın Olarak Kullanılan 3 Qıraat:
1-Bütün Dünya: Asım'ın Hafs Riwâyet’i
Mısır: Asım'ın Hafs Riwâyet’i
2-Kuzey Afrika: (Mısır Hâric):Nâfi'nin Werş Riwâyet’i
Nâfî'nin Kalun Riwâyet’i (Mushaflar var)
3-Sudan: Ebu Amr Qıraat’i
Qıraatler Üzerine Yazılan Literatür:
Bu Literatür üzerinde Ebu'l-Hayr Muhammed ibnu Muhammed ibnu'l-Cezeri geniş Bilgiler aktarır.
224/838 Ebu Ubeyd el-Kasım ibnu Sellam'ın kıraatleri derleyen ilk kişi olduğu kabul edilir. Sahih kabul ettiği 25 kişinin okumasını "Kitabu'l-Kıraat'ta topladı.
258/871 Ahmed ibnu Cübeyr el-Kufi 5 şehirde okunan farklılıkları birer İmam’a nisbet eden bir kitap yazdı.
282/895 Aynı isimli diğer bir Kitabın ravisi de İsmail ibnu İshak el-Maliki'dir. İlk 7 dahil 20 İmam'ın kıraatini derledi.
310/922 et-Taberi Tefsirinde kaydettiklerinden başka 20 den fazla kıraati "el-Camiu fi'l-Kıraat" kitabında topladı.
324/935 Ebu Bekr Muhammed ibnu Ömer ed-Dacuni, "Kitabu'l-Kıraat" kitabında 21 den fazla kıraat derledi.
324/935 Ebu Bekr ibnu Mücahid 7 İmam’ın kıraatini ilk derleyenlerdendir. "Kitabu'l-Seb'atü fi'l-Kıraat" Şöyle der: "İnsanlar kıraat hususunda, fıkhi hükümlerde olduğu gibi ihtilaf etmişlerdir. Hadisler, Sahabe ve Tabiiler'den, Müslümanlara kolaylık ve rahmet olmak üzere farklı şekillerde rivayet edildiği gibi, Qur'an'ı okuyanların kıraatları da farklıdır. Bununla beraber birbirine yakındır. Nakiller, kıraatleri farklı şekillerde nakletmişlerdir. Ben onların durumlarını, onlardan imamlara ait olanlarını gösterip Harameyn, Irak ve Şam'da Müslümanların okudukları kıraatleri ayrı ayrı tespit edeceğim ve imamların kıraatlerini ittifak ve ihtilaf ettikleri yerleri belirteceğim."
332/943 Ebu Nasr Ahmed ibnu Mesrur el-Bağdadi 10 İmam’ın kıraatini yazdı.
Ebu'l-Huseyn Nasr ibnu Abdil-Aziz el-Farisi'nin de bu çerçevede çalısması var. "el-Camiu fi'l-Aşr"
437/1045 Mekki ibnu Ebi Talib el-Kayravani Mushaf’ların okunduğu kıraatlerin sahih olanları ile olmayanlarını ayırdetmek için genel kaideler koyan bir kitap yazdı :"el-İbane an Meanil-Kıraat."
444/1052 Ebu Amr Osman ibnu Said ed-Dani , İbnu Mücahid'in derlediği 7 İmam'ın kıraatlerini 500 dan fazla rivayet ve tarik ile " el-Camiul-Beyan" adlı kitabında derledi. Ayrıca 7 İmam'ın kıraatını her İmam'a iki ravi zikrederek müstakil bir Kitap’da da derledi.
505/1116 el-Begavi , İbnu Mucahid'in derlediği 7 Kıraate İmam'ın kıraatini de ekledi.
665/1266 Şihabuddin Ebu Şame şöyle der: " Arap dilinin fesahatine uygunluk ve sahih nakille birlikte Mushaf yazısının imkan verdiği her kıraat sahih ve muteberdir. Bu 3 esastan herhangi birisi bulunmayan kıraat şazdır ve güvenilir değildir." İbnu'l-Cezeri şöyle der: "Sonra Kıraat imamları çoğaldılar, şehirlere dağıldılar... Bunlardan kıraatı, rivayeti ve dirayeti ile meşhur olan İtkan sahibi kimseler olduğu gibi bu vasıflarrdan bir vasıfla yetinenlerde vardı. Bundan dolayı, zamanla aralarında ihtilaflar çoğaldı, zabt azaldı. Nerede ise batıl hakla karışacaktı. Bu sırada uzman alimler, ellerinin geldiği kadar çalışarak sahih ile batılın arasını ayırdılar, harfleri ve kıraatları topladılar, vecihleri ve rivayetleri nisbet ettiler, meşhur ve şaz, sahih ve faz kıraatlerin arasını koydukları usul ve tercih ettikleri esaslara göre ayırdılar."[46]
852/1453 Ebu'l-Kasım en-Nuveyri şöyle der: "İsnat sahih olacak ifadesinden, Qur'an'ın sabit olması hususunda diğer iki şartla birlikte senedinin sadece sahih olması ile yetinildiği, ayrıca mütevatir olmasına ihtiyaç bulunmadığı anlaşılabilir. Bu ise aşağıda açıklanacağı gibi, hadis ve fıkıh alimleri ile diğerlerinin icmalarına aykırı olarak sonradan ortaya çıkarılmış bir sözdür. Bu söz sebebiyle bir kısım insanlar Qur'an’ı, senedi hiçbir şekilde sahih olmayan harflerle okumaya başlamış ve tevatürün şart olmadığını söylemişlerdir, böylece, doğru yoldan ayrılmışlardır. Halbuki kendilerinden sahih bir sened istendiğinde getiremiyorlar.... Kıraat alimlerine gelince, hem ilk dönemde hem de sonrasında kıraatin mütevatir olması gerektiği hususunda görüş birliği yapmışlardır. Sonraki dönem alimlerinden Ebu Muhammed Mekki ve O'na uyan halefleri hariç bu görüş birliğine hiç kimse karşı çıkmamıştır."
1118/1705 Ali en-Nuri es-Safakusi : "Bu, sonradan ortaya konulmuş olan güvenilmez bir kuraldır. Bu kural, Qur’an’ı Qur’an olmayanla denk tutmaya götürür. "el-Mekki'nin kaidesini Haddad Halef el-Huseyni 1926 Kahire baskılı "el-Kevakıbu'd-Durriyetü fima verade fi İnzali'l-Qur'an ala Seb'ati Ahruf" adlı eserinde savunur: "Sonraki dönemin bazı alimleri bu kuralda senedin sahih olmasının yeterli bulmadı ve mütevatir olmasının öngörülmesini şart koştu. Qur'an'ın ancak tevatür haberle sabit olacağı, ahad haberle gelen rivayetle sabit olamayacağını iddia etti. Bu iddiadaki tuhaflık aşikardır. Şöyle ki, eğer bir kıraat mütevatir ise bu durumda yazıya ve Arapça'ya uygunluk esaslarına hiç ihtiyaç duyulmaz. Gerçekten de farklı kıraatler mütevatir olarak Peygamber'den sabit oldukları zaman ister yazıya uysun, isterse uymasın Qur'an olarak kabul edilmeleri şarttır."
10 KIRAAT
Bir Qıraat’in sahih olması, Şaz olmaması ( A’meş, Yahya ibnu Wessab, ibnu Cebir gibi Tabiin Qıraatlar’ı) için aranan 3 Şart şuydu:
1.Mushaf yazısının okunmasına imkan vermesi
2.Arapça’ya uyması
3.Sahih bir Naql’e dayanması.
10 İmam’ın Qıraat’i bu şartlara uymakta .Bunların Qıraatı’nda 2 tür Faqlılık vardır.
A-USÛLÎ FARQLILIK:( Qur'ân’ın Melodi’si; Tecwid’i)
Büyük kısmı böyledir. Bunlarla ilgili olarak ;
7 Qıraat için ibnu Mücahid'in eser’i ile ed-Danî'nin "Camiul-Beyan fil Qıraati Seb'il-Meşhura ile et-Teysir fil-Kıraatis-Seb" kitabına," [47]
10 Qıraat için İbnu'l-Cezeri'nin "en-Neşr", "Tattibetün -Neşir" kitaplarına,
3 Qıraat için "ed-Durretül-Mudiyye fi'l-Kıraati-s-Selas'a"
14 Qıraat için ed-Dimyati'nin Kitabına bakılabilir. Bunlar çeşitli kabileler arasındaki lehçe, şive farklılıklarına dayanır.
1- Medli-Kasırlı Qıraatler:
Belli kurallar içinde bazı kelimeleri farklı miktarlarda uzatarak yapılan kırarat farklılıklarıdır. Med miktarındaki okumadaki sürate göre imamlar arasında 2- 5 elif miktarı arasında değişir. 14 Kıraat İmamnının bu türk farklılıkları ed-Dimyati'nin kitabından izlenebilir.
2-Sakin Nûn ve Tenwin:
İzharlı-İdgamlı Kıraatlar:
Bunları takiben harfe idgam veya izhar ederek yapılan kıraatlerdir. Genelde aynı harflerde idgam ve izhar yaparlar.Bak: ed-Dimyati.
İhfa'lı-İklab'lı Kıraatlar:
Bu harfleri takiben harfe ihfa veya iklab ederek okuma farklılığıdır. Genelde bir müşterek okuma vardır.
3-Harflerin Birbirleriyle Bağlantılı Okunması :
Küçük İdgam:
Sakin olan bazı harflerin müteakip bazı harflere idgam edilerek okunmasıdır. Bu harfler, genellikle mahreçlerinde veya sıfatlarında aynılık, benzerlik veya yakınlık bulunan harflerdir. Bazıları sakın olan te'nis tası ile iz, kad, hel ve bel kelimlerinin son harfini, müteakip bazı harflere yaptıkları idgam da bu gurunda incelenir. Bak: ed-Dimyati
Büyük İdgam:
Her ikiside harekeli olan bazı harflerden birincisinin ikincisine idgam edilerek okunmasıdır. Bu harler, genellikle, mahreclerinde veya sıfatlarında aynılık, benzerlik veya yakınlık bulunan harflerdir. Bu okuyuşu sadece Ebu Amr yapar. Bak: ed-Dimyati.
4-Hemze'nin Okunması:
1-Aynı kelimede yanyana bulunan iki hemzeyi, bazı kıraat imamları tahkik ile yani her ikisini de harekeleri ile okumaktadır. Bir kısım kıraat imamı ise, bazı kelimelerde ikinci hemzeyi ya teshil ile veya ibdal ile yani elif şeklinde med harfi olarak okumaktadır. Bak:ed-Dimyati.
2-Ayrı iki kelimede yanyana bulunan iki hemzeyi, aynı kelimede yanyana bulunan iki hemzenin kıraatinde olduğu gibi, bazıları tahkik ile okurlarken bir kısmı ise ikinci hemzeyi ya teshil ile veya harekesine uygun olarak kesre harekeli ya ya şeklinde veya elif şeklinde veya sakin vav şeklinde okumaktadır. Ebu Amr ile O'na uyan bazı kıraat imamları ise birinci hemzeyi bazı yerlerde iskat ile okumaktadır. Diğer bir ifade ile birinci hemzeyi hiç okumamaktadırlar. [48]
3-Tek hemzenin kıraatına gelince. Harekeli ise bazıları tahkık ile okurken bir kısmı ibdal ile okumaktadır. Hamza ise, kendisinden önceki harf de harekeli olan hemzeyi teshil ile okumaktadır. Diğer bir kısmı nakil ile okur. Yani hemzenin harekesini önceki harfe kaydırmak suretiyle.
Tek olan hemze, sakin ise, harekeli olan hemze'nin kıraatında olduğu gibi kimi tahkik ile kimi ibdal ile okur. Yani önceki harfin harekesine uygun med harfi şeklinde okur. Bazıları ise böyle olan hemzeyi belli bazı kelimelerde teshil ile okuyor.
Hamza, İbnu Amir'in ravisi Hişam ve el-A'meş kelimenin sonunda olan hemzeyi, vakıf yaptıkları zaman, diğer imamların aksine, bazı yerlerde teshil, bazı yerlerde ibdal ile okur. Yani, böyle olan hemzeyi, ya yumuşatarak veya önceki harfin harekesine uygun med harfi şeklinde göstermek için kendisinden önceki sakin harf üzerinde sekte yaparak, yani, hemzeden önceki sakin harf üzerinde kısa bir süre nefesini tutmak suretiyle okumaktadır.[49]
5-Wâsıl yapma:
14 Qarî arasında kelimeleri vasıl yapmada farklılıklar var. Bazıları son harfi sakin olan kelimeyi müteakip kelimeye kesre hareke ile vaslederken, bazıları damme hareke ile vaslederler.
ibnu Kesir ve ibnu Muhaysın kendisinden önceki harf sakin olan müfred müzekker zamiri harekesine uygun şekilde med ederek vaslederken, diğerleri med etmez.[50]
6-Waqıf ve Sekte:
Hamza "şey-un" kelimesinde ya harfinde ve hemze'den önce ta'rif lamı (el) bulunan kelimede lam harfinde, sekte yaparken diğerleri sekte yapmadan okur. Bunun dışında da kıraatcılar arasında sektede farklılıklar vardır. Bak: ed-Dimyati.
Kelimenin sonunda bulunan hemze'de vakıf yapılması ile konular yukarda yazıldı. Ayrıca illet harfleri'nin hazfedilmiş bulunduğu kelimelerde vakıf yapıldığında bazıları yazıda bulunmayan bu harflerin varlığını önceki harfi medli, okuyarak gösterirler. Bak: ed-Dimyati
Mushaf'ta bazı kelimelerin sonlarında yazılmamış bulunan ve zaıd ya'ları kıraatta kimileri gösterirler.[51]
Cer harflerine bitişik olan elifsiz yazılmış bulunan soru kelimesi ma üzerinde İbnu Kesir'in ravisi el-Bezzi, vakıf yaptığında sekt hası ilave eder.
Son harfi te'nis tası olan isimlerde vakıf yapılmasında da aynı durum vardır. Kimileri yazıldığı gibi okurken kimileri ha olarak okur. el-Kisai ise, son harfi te'nis tası olan kelimelerde, bu harf ister açık olarak isterse kapalı yazılsın, belli bir usul dahilinde ha şeklinde ve önceki harfte imale yaparak vakfeder. [52]
7-İzafet Ya'sı:
Mushaf’ta kelimelere bitişik olarak yazılmış bulunan 214 ya, bir kısmınca fetha, bir kısmınca sukun ile okunur.Yani kimisi med harfi olarak okur. [53]
8-Tefhim, Tağliz ve Terkik:
Ra harfini kimileri belli bir usul içinde terkik ile okurken bir kısmı tefhim ile okur.
en-Nafi'nin ravisi Verş, belli bir usul içinde Lam'ı tağliz ile okur.Yani kalın sesle.
9-İmaleli-Fefhalı okumalar:
Mushaf'ta bazı kelimelerde ya harfı ıle yazılan elıf harfınden önceki harfi, bazıları belli bir usulle imale ile okurken bazıları fetha ile tahkik okurlar.
10-Hu ve Hum Zamirler’i:
İkil ve çoğul olan eril ve dişil zamirlerde ha harfinin damme veya kesre hareke ile okunması ihtilaflıdır. Kimi ha'yı kendinden önceki harf ya olmak şartı ile, Ya'qub damme hareke ile okurken bazıları sadece belli kelimelerde böyle okurlar.
Çoğul mimi'nin sıla ile yani med edilerek veya sukun ile okunması da ihtilaflıdır. Böyle olam mimi, müteakip harf harekeli olmak şartıyla, ibnu Kesir ve bazıları sıla ile okurken bir kısmı sakin okur. en-Nafi'nin ravisi Verş ise müteakip harf sadece kat hemzesi yani okunması gereken hemze ise sıla ile okur.
Mimi müteakip harfe kesre veya damme hareke ile vasledilmeside ihtilaflıdır. Kimi bu mimi, kendinden önce kesre harekeli ha ile bundan da önce kesre harekeli veya sakin olan ya harfinin bulunması, müteakip harfin de sakin olması halinde, bazıları damme ile vaslederken bazıları da kesre ile vasletmektedir.
B- FERŞ’TE FARKLI OKUMALAR
Mushaf'ta 77.934 Kelime vardır.[54] 10 Qârî 1974 Kelime’yi (Arif Güneş'in Sayımı’na göre ) Farqlı okumuşlardır. Bunların bir kısmı sadece 2 Farqlı şekil’de okunmuşken bazıları daha fazla Farqlılık’ta okundular.
İlk 10 Qıraat’ın Sahih bir Sened’i vardır ve Mushaf Yazısı’na Uygun’dur.
4 Şaz Qıraat genelde Yazı’ya Uygunluk gösterir bazen Eksiltme ve Artırmalar vardır. Bu 4 Şaz Qıraat’te öncekilerde olmayan 934 Kelime’de daha Farqlılık görülür ve bunların Ekseri’ni İrab Teşkil eder. Bunlar Farklı bir Tashih’tir. ez-Zerkeşî (794/1391) bazı Alimler’in "Şaz Qıraatler’in, Tewcihi’nin, Sanat bakımından, Meşhur Qıraatlar’dan daha Quvvetli olduklarını söylediklerini" aktarır.
A.Güneş'in Sayımı’na göre:
Qıraatlar’la İlgili Taplolar
İlk 10 Qârî : Son 4 Kari: Müdrec Qıraatlar:[55]
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12[56]
Fatiha 4 4
32 2 2 - 1 - - - - - - -
Bakara 150 83
5346 3530 1 - 11 4 52 35 1 44 21 1
İmran 89 51
2324 1122 2 1 3 - 11 21 - - - 11
Nisa 64 41
1511 104 - - - - 12 102 - 13 - 54
Maide 53 44
1217 1712 1 - 1 1 1 1 11 1 - 12
En'am 96 64
1931 2318 21 1 1 1 1 42 11 52 2 1
A'raf 77 55
1719 1719 3 - 4 - 32 - - 55 - -
Enfal 30 13
63 64 - - -1 - -1 -1 - -1 - 1
Tevbe 49 15
155 87 1 - 1 - - 6 - 41 - -
Yunus 47 15
104 93 11 - 1 - 2 1 - 2 -1 -
Hud 35 40
46 115 - - - - -1 13 - 21 - -2
Yusuf 34 26
410 14 1 - 11 - -5 -1 - 2 - 1
Rad 13 13
16 45 - - - - -1 1 - 1- - -
İbrahim 14 19
107 54 - -1 - -1 - - 1 1 -1 -
Hicr 19 9
74 12 - - 1 1 - - - 2 - 1
Nahl 43 10
143 63 - - - - - 31 - -1 - 1
İsra 38 19
53 3 4 1 - 1 - - 31 -1 -1 -
Kehf 57 21
2210 64 - - 1 - 1 -1 -1 3 - -
Meryem 43 17
152 610 - - - - - - - -3 - 1
Ta Ha 42 26
44 710 - - 1 5 -2 21 - -1 - -
Enbiya 26 16
94 47 1 - - 2 - - - 3 - -
Hac 38 14
56 44 - - -1 -1 - 2 1 1 - -
Mü'minun 34 18
103 813 21 - - 2 -1 - - 42 - -
Nur 56 14
215 121 - - - - -1 3 1 -1 - 4
Furkan 27 6
54 51 - - - - 1 1 - 3 - -
Şuara 26 19
65 65 1 1 1 - - - 1 -1 - -
Neml 35 18
66 86 11 -1 1 - 1 - 2 1 - -
Kasas 23 12
93 45 1 - - - -1 1 - - - -
Ankebut 20 8
56 32 - - 1 - 1 - - 1 - -
Rum 26 1
21 3 - - - - - - 1 2 - -
Lukman 16 5
41 5 - 1 - - - - - -1 - -
Secde 6 3
- - 2 - - - -1 -1 - -1 1 -
Ahzab 30 10
62 13 3 -1 - - 12 -1 - - - 1
Sebe 30 8
44 102 - - - - -1 2 - 3 - -
Fatır 14 7
15 4 - - - - - 1 - 2 - -
Ya Sin 33 11
101 83 11 - - - -1 - 1 3 - -
Saffat 30 11
53 52 41 - - - - - - - - 5
Sad 19 9
63 43 12 - - - - - - 3 - 1
Zümer 21 12
28 61 - - 1 - - 1 - 3 - -
Mü'min 22 13
64 57 1 - - - 1 1 - 1 - -
Fussilet 11 9
22 23 - - - -1 1 -1 - 1 - -
Şura 15 2
31 41 1 - - - - 1 - 2 - -
Zuhruf 35 8
132 24 11 - 2 1 1 - - 11 - -
Duhan 11 4
41 23 - - - - - - -1 - - -
Casiye 15 5
72 53 - - - - -1 1 - 1 - -
Ahkaf 17 8
44 33 1 - - - - -1 1 - - -
Kıtal 14 6
44 11 -1 - - - - 2 - - - -
Feth 17 5
61 -2 - - - - -1 - - -1 - -
Hucurat 8 1
2 - - - - - 11 - - 11 - -
Kaf 6 6
12 - -1 - - -1 - - - - - -
Zariyat 11 3
5 2 - - - - - - - - - -
Tur 12 3
22 4 - - - - 11 1 - 2 - -
Necm 12 5
41 1 - - - - - - - 11 - -
Kamer 6 3
2 11 - - - - - - - 1 - -1
Rahman 11 7
34 31 - 2 - - - - - -2 - 1
Vakıa 13 3
4 22 1 - 11 - - - - 1 - -
Hadid 23 7
86 4 1 - -1 - - 1 - - - -
Mücadele 12 3
41 1 - - - - -1 - - 1 - -
Haşr 8 5
31 13 - - - - - - - 11 - -1
Mümtahine 5 1
3 - - - - - - 1 - - - -
Saf 6 2
- 2 - - 1 - - - - - - -
Cumua - 1
-1 - - - - - - - - - - -
Münafikun 6 4
2 11 - - - - - - - - - -
Tegabun 5 1
11 - - - - - - - - - - -
Talak 13 2
94 2 - - - - - - - - - 2
Tahrim 6 1
31 -1 - - - - - - - 1 - -
Mülk 6 -
3 - - - - - - - - - - -
Kalem 3 6
- -2 - - 12 - - - - - - -
Hakka 5 1
1 - - - - - - - - - - -
Mearic 8 2
- 2 - - - - - 1 - 12 - -
Nuh 3 6
21 -7 - - - - - - - - - -
Cin 18 -
- 13 - - - 1 - 1 - - - -
Müzzemmil 5 -
1 3 - - - - - - - - - -
Müddessir 6 1
2 -1 - - - - - - - - - 1
Kıyame 5 1
2 - - - - - - - - - - -
Insan 7 -
-1 5 - - - - - - - - - -
Mürselat 7 4
32 -1 - - - 1 - - - - - -
Nebe 6 -
- 2 - - - - - - - - - -
Naziat 6 2
-2 2 2 - - - - - - - - -
Abese 3 2
- 2 - - -1 - -1 - - - - -
Tekvir 5 -
- - - - - - 1 - - - - -
İnfitar 3 -
- - - - - - - - - - - -
Mutaffifin 4 2
- 1 - - -1 - - - - - - -
İnşikak 2 -
- - - - - - - - - - - -
Buruc 2 3
-1 2 - - - - - - - - - -
Tarık 1 -
1 - - - - - - - - - - -
A'la 2 -
- - - - - - - - - - - -
Gaşiye 5 -
1 1 - - - - - 1 - - - -
Fecr 8 1
1 -1 - - - - - 2 - - - -
Beled 6 1
1 1 - -1 - - - - - - - -
Şems 1 -
- - - 1 - - - - - - - -
Leyl - -
- - - - - - - - - - - -
Duha - -
- - - - - - - - - - - -
İnşirah 4 -
4 - - - - - - - - - - -
Tin - -
- - - - - - - - - - - -
Alak - -
- - - - - - - - - - - -
Kadr 1 -
- - - - - - - - - - - -
Beyyine - 1
- - - - - - - - - - - -1
Zilzal - -
- - - - - - - - - - - -
Adiyat - -
- - - - - - - - - - - -
Karia - -
- - - - - - - - - - - -
Tekasür 1 1
- - - - - - - 1 - - - -
Asr - -
- - - - - - - - - - - -
Hümeze 3 2
1 - - - - - - - -1 - - -
Fil - -
- - - - - - - - - - - -
Kureyş - -
- - - - - - - - - - - -
Maun - -
- - - - - - - - - - - -
Kevser - -
- - - - - - - - - - - -
Kafirun - -
- - - - - - - - - - - -
Nasr - -
- - - - - - - - - - - -
Mesed 2 -
1 1 - - - - - - - - - -
İhlas 1 -
- - - - - - - - - - - -
Felak 1 -
- - - - - - - - - - - -
Nas - -
- - - - - - - - - - - -
506 367 41 6 21 19 24 59 14 78 3 29
148 176 13 6 10 6 32 22 7 38 6 12
QUR'ÂN QIRAATI'NIN TEDRİS YERLER’İ
Mekke Yılları’nda Hz.Rasûl gerek kendi Evi’nde[57] gerekse Erkam'ın Evi’nde[58] Mü'minler’e Qur'ân okudu. Medine Yılları’nda da O'nun Evi’nin bu amaçla kullanıldığına Qur'ân Tanıklık eder.[59]
ibnu Sa'd, Bedir Savaşı’ndan sonra Medine'ye Muhâcir olarak gelen ibnu Ümmi Mektum'un 2.Yıl’da İnşa edilen [60] Dâru'l-Qurrâ'ya indiğini, burasının da Mahreme ibnu Newfel'in Ev’i olduğunu kaydeder. O bu Ev’de Qur'an okutmakla Meşgul oldu.[61]
Mescidler:
Hicret’ten sonra Rasûlullâh’ın Devesi’nin çöktüğü Arsa Satın alınıp Mescid yapıldı.[62] 3 Bölüm’den meydana gelen bu Mescid’in bir Bölümü’nde Suffa İsm’i verilmiş, burada bazı Sahabeler yatıp kalkmış ve Öğretim için kullanılmıştır.[63]
Abdullah ibnu Amr anlatır: Rasûlullâh birgün Odaları’nın birinden çıkar Mescid’e girer. Mescid’de 2 Halka görür, 1.Halkadakiler Qur'ân okuyorlar ve Allâh'a Dua ediyorlar, 2. Halkadakiler ise öğretiyor ve öğreniyorlardı. Şöyle buyurdu: ‚-Hepsi hayır üzerindedirler, şunlar Qur'ân okuyorlar ve Allâh'a Dua ediyorlar. Allâh dilerse onların istediklerini verir, dilerse vermez. Şunlar ise, öğretiyorlar ve öğreniyorlar. Ben ancak bir Muallim olarak gönderildim."[64]
Hamidullah Qârî Istılahı’nın Suffa'da doğduğunu söyler.[65] Rasûlullâh'ın Sağlığı’nda Medine'de Mescid Sayı’sı 9 a yükseldi. "Aşikardır ki, bunların hepsini de Hz.Peygamber'in Emr’i üzere, Sahabe aynı zamanda Mekteb olarak kullanıyorlardı" der el-Kettânî.
Rasûlullâh’ın Wefatı’ndan sonraki Fetihler Çağı’nda Kentler Mescidler ve Öğretmenler’i ile İhyâ edildi.. Ömer, Basra Wâli’si Ebû Mûsâ el-Eş'arî'ye, Cuma Namaz’ı için bir Mescid, Qabileler içinde ayrı ayrı Mescidler yaptırılmasını ve Cum’a Gün’ü herkesin Cum’a Mescidi’nde toplanmalarını yazıyordu. Benzer bir Tamim Qûfe ve Mısır'a da gönderilmişti.[66] Mesruk'un Riwâyeti’nden Qûfe’ye gönderilen ibnu Mes'ud'un burdaki Mescid’de Talim yaptığını öğreniyoruz.[67]
Ömer' Şam'a Ebu'd-Derdâ'yı gönderdi. O ölene dek orada kaldı. Şam Camii’nde Sabah Namazı’ndan sonra, bildiği Qıraat üzere Qur'ân okuttu.[68]
Tabiin Dönemi’nde İmam en-Nafii'nin,[69] Etbâu't-Tabiin Dönemi’nde de el-Kisâi'nin Mescidler’de Talim’i sürdü. [70]
Hicri 265 de Ahmed ibnu Tulun tarafından yaptırılan Tolunoğlu Mescidi'nde, Muhtelif Dersler’in Talim edildiği, Tefsir, Hadis, Fıqıh, Tıb ve Astronomi’nin yanında, Qıraat İlmi’nin de, okutulduğu Riwâyet edilir.[71]
Hicri 360 da İnşa edilen Ezher Camii’nin, Ta'lim ve Tedris’e Tahsis edilişi de, bundan 18 Yıl sonra oldu. [72] Bu Camii’de diğer İlimler’in yanısıra Qıraat İlmi’nin Tedrisi’ne de yer verildi.
İnşalar’ı daha ilk Asırlar’da gerçekleştirilen Bağdad'daki el-Mansur Camii’yle Şam'daki Şam Camii’nin birkaç Asır İlm’in, Ta'lim ve Tedris edildiği Merkezler haline geldikleri bilinir.
Medreseler: Dârul-Qur'ân/ Dâru'l-Qurrâ:
Medreseler’in henüz kurulmaya İhtiyaç duyulmadığı Zamanlar’da, Mescidler’de İlim Halkalar’ı Teşekkül etmeye başladı. Aynı Mescid içinde birden fazla Ders Halka’sı olması Sorunlar doğurdu. Yatılı Talebeler’in İaşeler’i de Öğretim’i güçleştiriyordu.
Nisabur'da Beyhakiye Medrese’si kuruldu.[73]
Selçuklular Iraq'ı alıp Bağdad'a girdiklerinde h447 de Nizâmiye Medrese’si kuruldu. Bağdad Medrese’si içinde el-Mustansırıyye Dâru'l-Qurrâ'sı yer alıyordu.[74]
Nizâmu'l-Mülk'den sonra Nureddin Zengi Medreseler’i kuruldu. Şam'da İlk Medrese’yi o kurdu.[75]
Şam'dan sonra Halep, Hama, Humus ve Mısır'da Sayılar’ı oldukça kabarık Medreseler kuruldu.[76] Mısır'da kurulan Medreseler arasında bulunan el-Fâdılıyye'de, eş-Şatıbî tarafından Qıraat Dersler’i verildi.[77]
en-Nuaymî (ö.927/1521), Nizâmiye Medreseleri’nin Kuruluşu’ndan 13 Yıl önce Wefat eden Reşe' ibnu Nazif'in (ö.444/1052), Şam'da kendi Adı’nı taşıyan bir Dâru'l-Qur'ân kurduğunu naqlediyor.[78]
en-Nuaymî'nin naqlettiğine göre 800lerin kadar belli başlı Dâru'l-Qurrâ'lar şunlardır:
1-Reşâiyye Dâru'l-Qur'ân'ı:
Reşe' ibnu Nazif tarafından hicri 400 yılları zarfında kurulmuştur. Reşe' ibnu Nazif'in İbnu Amir kıraatı üzere okuduğu, kendisinden bir çok kimsenin rivayette bulunduğu ve İbn Amir kıraatındaki riyasetin kendisinde nihayet bulduğu da gelen haberler arasındadır.[79]
2-ibnu Münca Dâru'l-Qur'ân'ı:
Alaeddin ibnu Münca tarafından Şam'da yaptırıldı. ibnu Münca'nın Wefat Târih’i h.701 dir. Bu Dâru'l-Qur'ân'ın da, 6.hicri yy.ın 2. yarısında İnşa ettirildiği anlaşılır. ibnu Münca bu Müessese dışında, daha başka Hayır Müesseseler’i de İnşa ettirdi.[80]
3-Sencariyye Daru'l-Qur'an'ı:
Alaeddin Sencari (ö.735/1334) tarafından Şam'da inşa ettirilmiştir. Şam Emevi Camiinin kapılarından birine yakın bir yerde yaptırılan bu Daru'l-Kur'an'ın, kıraatın ta'liminde büyük hizmetleri olmuştur.[81]
4-Cezeriyye Daru'l-Qur'an'ı:
İbnu Cezeri (ö.833/1430) tarafından inşa ettirilmiştir. Diğer Daru'l-Qur'an'lar gibi, bunun da inşa ettirildiği yer Şam'dır.[82] İbnu Cezeri'nin kıraat ilmindeki yeri, takdirlerin üstündedir. Te'lif ettiği kitapların sayısı 35 in üzerindedir.
5-Delamiye Daru'l-Qur'an'ı:
Zeynuddin Delame (ö.853/1449) tarafından kurulmuştur. Bu Daru'l-Qur'an'da hocalık ve talebelik yapanlara maaş verildiği de gelen rivayet arasındadır.[83]
6-Sabuniyye Daru'l-Kur'an'ı:
Şam yakınlarında inşa edilen bu Daru'l-Qur'an'ın banisi, Alemüddin es-Sabuni'dir. (ö. 873/1468). Fakir öğrenciler için bir miktar para yardımının da yapıldığı bu müessesede, diğer İslami İlimler de tedris edilmiştir.[84]
7-Haydariyye Daru'l-Qur'an'ı:
Qadı'l-Qudat Kudbuddin el-Haydari (ö.894/1489) tarafından kuruldu. Şam'da. Fakir talebelerin ibate ve iaşeleri de burada karşılandı.[85]
Eyyubiler devrinde yeni Daru'l-Qur'an'lar inşa edildi. Anadolu Selçukluları ve Karamanoğullarında Daru'l-Huffaz, Osmanlılarda Daru'l-Qurra'lar inşa edildi.[86]
Selçuklular'da Sahib Ata, Ferhuniye, Sadettin Bey ve Nasuh Bey Medreseleri,[87] Karamanoğullarında ise, Hacı Yahya Bey, Hoca Salman, Hoca Yusuf Ağa, Kadı İmamuddin ve Hacı Şemsuddin Daru'l-Huffazları Qur'an ve Kıraat ilminin tedris edildiği kurumlardır.[88]
Osmanlılarda Daru'l-Kurra’ların kuruluşu, büyük ihtimalle İbnu Cezeri'nin Yıldırım Bayazıd zamanında Bursa'ya gelişiyle (798/1395) başlar.[89]
Mısır'da kurulan Medreseler arasında özellikle Zahiriyye Medreseleri'nde Hankakı Şeyho'da[90] ve Fadılıyye'de kıraat dersleri verildiği rivayet edilmektedir.[91]
Çocuk küttaplarında da Qur'an talimi yaptırıldı.[92] Ancak muhtelif kıraat vecihlerinin küçük çocuklara verilip verilmediği bilinmiyor. Çeşitli islam ülkelerinde çocukların talimini ele alan İbnu Haldun, Endülüs, Kuzey Afrika ve Doğu'da çocuklara, Qur'an öğretimi yanında diğer bazı bilgilerin de verildiğini, Batı Afrika'da ise, kıraat farklılıklarının da öğretildiğini kaydediyor.[93]
Qıraat Kitablar’ı:
İlk kez müstakil bir çalışmayı el-Kasım ibnu Sellam, Ebu Hatim es-Sicistanî, et-Taberî, ismail el-Qadî yaptılar.
2.yy.ın başında Yedi Kıraat şöhret kazandı. Basra’da Ebu Amr ile Yakub’un kıraatlarını, Kufe’de Asım ile Hamza’nın kıraatlarını, Şam’da İbnu Amir kıraatini, Mekke’de İbnu Kesir kıraatını, Medine’de Nafî kıraatını kabul ettiler.
3.asrın sonunda Bağdat’ta İbnu Mücahid ibnu Musa ibnu Abbas 7 kıraati tedvin etti. Ancak el-Kisaî’nin adını yazmış, Yakub’un adınını bıraktı.
İbnu Mücahid zabıtta, emanette, ömrü uzun olup kıraata devam etmekte, kendisinden kıraat alınıp kabul edilme konusunda, görüşlerin birleşmesinde, şöhret kazanmış kimselerden rivayet edeceğini prensip olarak kabul etmiştir.
Katip Çelebi kendi dönemine kadar Kıraat ilmi’yle yazılmış 177 eser’den bahseder (II, 1318,1323)
ABDULGANİ, Kadı Abdulfettah, el-Kıraatu fi Nazari’l-Müsteşrikine ve’l-Mulhidin, Daru İbnu Kesir, Şam, 1990
ABDULHALİM, Muhammed Mahmud, Ahkamu’t-Tecvid ve Fedailu’l-Qur’an,Kahire 1990
ATVAN, Hüseyn, el-Kıraatu’l-Qur’aniyye fi Biladi’ş-Şam, Beyrut, Daru’l-Cil,1982
BEKKAR,Abdulkerim, Eseru Kıraati’s-Seb’a fi Tatavvuri’t-Tefkiri’l-Lugavi
BORADİ,Zehran, Mesadirun Arabiyyetun ve Kıraatun fi Meracia Qur’aniyye
DECVİ, Kasım Ahmed; Kalaidu’l-Fikr fi Tevcihi’l-Kıraati’l-Aşr, Mektebetu Muhammed Ali Subay, Kahire, 1978
DİB,Ramadan, Risaletu’l-İrfan fi Tecvidi’l-Qur’an, Daru’l-Muhammed, Şam
DU’AS, İzzet Ubeyd, Fenne’t-Tecvid
el-GAZZALİ, Muhammed Muhyeddin, Unsuru’n-Nahci’l-Cedid fi Fenni’t-Tecvid
ez-ZERKAİ, Hüseyin Şeyh Osman, Hakku’t-Tilaveti, Mektebetu’l-Menar, Daru’l-Menahic, 1990
FERMAVİ, Abdulhayy Hüseyn, Resmu’l-Mushafi ve Naktuhu
FUDELİ , Abdulhadi, el-Kıraatu’l-Qur’aniyye Tarihun ve Ta’rifun, Daru’l-Kalem, Beyrut, 1985
HALAVİ, Muhammed Abdulaziz, Keyfe Tucevvidu’l-Qur’ana ve Turettiluhu Tertilen, Mektebu’l-Kur’an, Kahire, 1984
HATIR,Muhammed Ahmed, Kıraetu Abdillah b.Mes’du Mekanetuha, Mesadiruha, İhsauha, Daru’l-İ’tisam, 1990
ITR,Diyauddin, el-Ahrufus’s-Seb’atu fi’l-Qur’ani ve Menziletu’l-Kıraati Minha
İBNU SEYYİD, Osman Amire, Keyfe yutle’l-Qur’an, Daru İbn Kesir
İBNU ASIM, Abdulaziz bin Abdulfettah, et-Tecvidu’l-Muyesser Kavaidu Kırati’l-Qur’ani’l-Kerim, Daru’t-Turas,1988
KAMHAVİ,Muhammed Sadık, el-Burhanu fi Tecvidu’l-Qur’an ve Risaletun fi Fedailu’l-Kur’an, Daru’l-Muhabbe, 1989
LEBİB,es-Said, Difaun ani’l-Kıraati’l-Mutevatire
MAKRAM, Salim Abdulhalim, Eseru’l-Kıraati’l-Qur’aniyye fi’d-Dirasatşn-Nahviyye, Daru’l-Kitabi’l-Arabi, 1985[94]
MUHAYSİN, Muhammed Salim, er-Raidu fi’t-Tecvid, Mektebetu’l-Kahire, Kahire, 1977
MUHAYSİN, Muhammed Salim,Mu’cemu Huffazi’l-Qur’an
MUHAYSİN,Muhammed Salim, et-Tezkire fi’l-Kıraati’s-Selasi’l-Mütevaireti ve Tevcihiha nin Tariki’d-Dürre ,Kahire, 1978
MUHAYSİN,Muhammed Sakim, el-Kıraatu ve Eseruha fi Ulumi’l-Arabiyye,1984,Kahire
SAKAR,Abdulbedi, et-Tecvidu ve Ulumu’l-Qur’an , Mektebetu’l-Vehbe, Kahire, 1990
ŞAHİN,Abdussabur,el-Kıraatu’l-Qur’aniyyetu fi Dav’i İlmi’l-Lugati’l-Hadis, Daru’l-Kalem, el-Kahire, 1966,Mektebetu’l-Hanci, 1989
TANTAVİ, Muhammed, el-Beyanu fi’t-Tecvid, Mektebetu’l-Kahire, Kahire
YESARİ,Muhammed Salih, el-Beyanu fi Tecvidi’l-Qur’an,Beyrut, 1985
Türkçe’nin Bozuk Qıraatlar’ı Üzerine Bir Okuma Parça’sı:[95]
Önceleri bir sinema dili vardı. "Nayır, nolamaz" seslenişli yerli filimlerle alay ederdik. Sonra pempe diziler kendilerine has diller edindi. Yabancı artistin ağız oynatışına uygun kelimeler aranır, ötesi düşünülmezdi.
"Kaç gibi geleyim, üç gibi iyi mi?"
"Kendine iyi bak"
"Kahhrettsin" gibi ucubeler böyle oluştu.
Bir de baktık, çok özel ağızlı televizyon konuşmacıları türemiş. Hakem yerine "haakem" diyen abullabutların, herkes diyeceğine bastıra bastıra "herkezz" cızıltısıyla seslenen ham maddelerin ardı arkası kesilmedi.
Porgıram,porogram,pogram,pırogıram,porogıram ötüşlü kuşlar bile duyduk biz. Program diyebilenler öylesine az idi ki.
Tam bunlardan kurtuluyoruz sanırken sıradakiler gözüktü. Bunlar da teşekkür meraklısıydı, iyi mi?
"Bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim."
"Bu fırsatı tanıdığınızdan dolayı size ve bu porgırama emeği geçenlere, eniştenize, yengenize, emminize, üniversitedeki kardeşinize çok teşekkür ediyorum."
"Çok güzel bir soru sordunuz. Ama evvela böyle bir program yaptığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor; sevgiler, saygılar, en samimi hörmetlerini sunuyorum."
Konuşmanın yarısı teşekkür.
Dinleyiciler fitil olmuş kimin umuru?
Kıyıda köşede, ne kadar unutulmuş adam varsa, evhamlı hanımına rastlanmışsa tek tek televizyonlara davet edildi.
Gene de iyi dayandık.
Ne sabırlı milletiz biz?
Antrenman demeyi beceremeyen; Antıraman, antaraman, antırman, antıreman, antreman arasında dallar budayan dil ve fikir yetimi otoriteler spor üstüne konuşuyordu. Ahkam kesiyordu.
Tabii, ak koyunla kara koyun şıpınişi ortaya çıkıyordu.
Çok iyi dayandık canım.
Şimdi bile dayanıp durmaktayız.
Adam sinemacı, kadın ise aktris. Ama "Aktris" demeyi öğrenememiş. Varsa yoksa aktrist..
Hiçbir sözlükte, sanat literatüründe "Aktrist" diye bir kelime bulamazsınız. Onun aslı "Aktris" dir. Neymiş? Birdaha okuyun da iyi öğrenin.
En zoruma giden ise kerli ferli kişilerin, hatta bol mürekkep yalamış hokkabazların, "Gelerekten, giderekten, olaraktan,biterekten, geçerekten" diye tutturmaları.
Türkçemizde böyle müziksiz, şiiriyeti noksan kelime yok.
Gelerek, giderek var. Gelerekten, giderekten... asla. Ama kime söylersiniz?
Her şeye maydanoz sayın yırtıklar, utanacak yerde insaflar önünde tekrar tekrar arzı endam eyleyip durmakta.
Yahu ne dayanıklı milletiz biz? Bunca sabır iyiye mi alamet dersiniz?
A.Qıraatlar’ın Ortaya Çıkış Sebebleri ve T’arihçeler’i:
Göçebe Hayat’ı yaşaşan Arablar’da Qabileler’in ayrı Oluş’u nedeniyle bir çok Lehçe Farq’ı meydana geldi. Her Qabile’ye kendi Lehçe’si ile konuşmak kolay gelir. Ve Güzel gelir. İslam onları tek Lehçe için zorlamadı. Ebu Şame , Abdurrahman ibnu İsmail ( 655/1267) el-Mürşidu’l-Weciz[97] Kitabı’nda Farqlı Okuyuş İzni ile ilgili 25 Riwâyet zikreder.
Bu Konu ile ilgili şu Kaynaklar’a bakılabilir: Yahya Ebu Zekeriya en-Newewî, Şerhu Sahihi Muslim (Kastalani Hamişi),[98]; ez-Zerkeşi, el-Burhan fi Ulûmi’l-Qur’an,[99]; er-Rafi’i, Tarihu Adab, [100], et-Taberi,Camiu’l-Beyan , [101]
en-Newewî (676/1277)[102], Qadı Iyad (544/1149) Hadisler’deki Seb’a Kelime’si ile Sayı kasdedilmediğini söylerler. ibnu Sellam (224/839), et-Taberî ( 311/923), Ebu Hatem es-Sicistânî ( 248/862) 7den çok Sayı’da Qıraat’i Kitapları’nda topladılar. ibnu’l-Cezeri 10 Qıraat’ı 980 Tarik’le en-Meşr fi’l-Qıraati’l-Aşr [103] Kitabı’nda Riwâyet eder. Kendisinin Qıraat’te Üstad olan 365 Kişi’yle görüştüğünü söyler. Ebu Ma’iar et-Taberî ( ö.?) ise 1550 Riwâyet ve Tarik’i Suku’l-Arus’da kaydeder. Ebu’l-Qasım İsâ ibnu Abdulaziz el-İskenderî ( 629/1232) nin el-Câmiu’l-Akbar ve’l-Bahru’l-Ezhâr Eser’i 7000 Riwâyet ve Tarik’i içerir ( ibnu’l-Cezerî, 135, Mustafa Çelebi,[104]).
7 Qıraat Deyim’i h.200 lü Yıllar’ın başında görülmeye başlandı.[105] Ebu Şame’ye göre Ebu Bekr ibnu Mücahid ( 324/936) Qıraat’ı 7 Sayı’sı ile ilk belirtendir. Bunun h.3 yy.ın Son’u ile h.4.yy.ın başı’nda İmam Mushaflar’ın 7 olmasına ve Hadis’te geçen Ahruf-u Seb’a İfadesi’ne uyarak Kıraatlar’ı 7 İmam’dan topladığına değinir[106].
Sahabe, ihtilaflar’ın çokluğundan Qur’ân’ın Tahrif edilmesi endişesine kapıldılar. Qur’ân Hafızları’nın çokluğuyla artık bu Husus’a gerek kalmadığını gördüler. Hem bunun için, hem de İhtilaf İmkanı’nı ortadan kaldırmak için Qur’ân’ı Peygamber’in son kez Cibril’e okuduğu tek şekil’de yazdırmaya karar verdiler’ der Ebu Şame[107]. O Farqlı Okuyuşlar’dan ancak İmam Mushaf’da Yazılı olan Kelimeler’e Uygun olup sadece Hareke, Sukun Şedde, Medde, Kasr, Tahlif gibi Hususlar’la ilgili İhtilaf’tan kaynaklanan Qıraatler Riwâyet edilip geriye kalanlar terkedildi.[108]
Mustafa Sâdıq er-Rafi (1356/1937) İnsanlar’a kendi Qıraatleri’ni Okutma Geleneği’ni Sahabe’ye dayandırır. ‚Qıraat’ta Osman, Ali, Ubeyy, Zeyd ibnu Sabit, ibnu Mes’ud, Ebu’d-Derda ve Ebu Mûsâ el-Eş’arî’den birçok Sahâbe ve Tabiin Qıraat aldı’ der er-Rafi[109]. Bütün Qıraatler’i Rasûlullâh’a dayanır. Sahâbe’den sonra Tabiin ve Etba-ı Tabiin arasında Hadis ve Tefsir İlmi’nin Tedvini’ne başlandığı Dönem’de bazı Alimler Qıraat’ı, İlmi bir Disiplin olarak kurmaya yöneldiler. Böylece bugünkü Qıraat İmamlar’ı ortaya çıktı.
B.Qıraatlar’ın Tasnif’i:
Sened Yönü’nden 6 ya ayrılır:
1.Mütewâtir Qıraat:
Sened’in Başı’ndan Sonu’na kadar Mütewâtir’dir. İlk 7 Qıraat böyledir der es-Suyuti.[110]
2.Meşhur Qıraat:
Sened’i Sahih olup Sahih Qıraat Şartı’nı taşıyan, Qurra Nezdi’nde Meşhur olan, Galat ve Şazz olmayan Qıraat. Red ve İnkar’ı Caiz görülmez.
3.Ahad Qıraat:
Sened’i Sahih olup Qur’ân’ın İmlası’na Muhalif olan veya diğer Qıraatler gibi Meşhur olmayan Qıraat’tir der Itr[111]. 55/er-Rahman 76 daki Refref’in yerine Rafarifa ve Abkariyyin yerine Abakariyya okunması Sahih Qıraat’e Aykırı değildir. es-Suyuti 3 Ahad Qıraat’la Qıraatlar’ı 10 a çıkarır.[112]
4.Şazz Qıraat:
Qur’ân İmlası’na veya Arap dil Kuralı’na Uygun olsa bile Sened’i Sahih olmayan Qıraat’tir. 1/el-Fatiha 3 deki Mâlik İsm-i Fâili’ni Meleke şeklinde Fiil okumak gibi.
5.Uydurma Qıraat:
Sened’i yoktur.
6.Müdrec Qıraat:
Tefsir Mahiyeti’ndedir. Hasan el-Basrî, 19/Meryem 71.de geçen Wariduha Kelimesi’nden sonra el-Wurudu ed-Duhul İbâresi’ne Yer verir. Âlimler bu son 3 Qıraat’la okumayı Câiz bulmazlar[113].
C.Qıraatlar’ın Qabul Şartlar’ı
Çeşitli Eserler’de[114] Maqbul Qıraatlar’ı Şaz Qıraatlar’dan ayıran 3 Şart sayılır.
a.Qıraat’ın İmam Mushaf’ın İmlası’na Uygun olması
b.Arap Dili Grameri’ne Uygun olması
c.Sened’in Sahih olması. Bu Sened’in güvenilir Qıraat İmamları’ndan birine ulaşması. Sened’in ulaştığı bu İmam’ın Güvenirliği Kâfi’dir.
D.Ahrufu Seb’a ile Qıraat-i Seb’a Arasındaki Farq
Ebû Şame, el-Buhârî ve Müslim’de de geçen 7 Harf Riwâyeti’ni 19 Tarik’le Riwâyet eder [115]. Bu nedenle o Mütevatir görülür. Ancak Anlam’ı Hususu’nda Fıqıhcılar, Müfesirler İhtilaf ederler. Ebu Şame 91-145 Sâhifeler’inde 30 Görüş naqleder. Tahir el-Cezâyiri’ de bir çok Anlam’dan bahseder (s.78-98).
Ebu Şame 7 Harf ve 7 Qıraat’ın ayrı Şeyler olduğunu söyler[116]. 7den fazla 14, hatta Ebu Muhammed Mekkî (437/1045) 70 ün üzerinde Kişi’den Qıraat naqlederler der Ebu Şame [117] 7 Harf 7 Qıraat’tan daha Kapsamlı görülür. 7 Harf Araplar’ın Kelimeler’i ters çevirmedikçe kendi Lehçeleri’ne göre Okuma Ruhsatı’dır. Hz.Osman Dönemi’nde kaldırıldı. Qıraatlar ise Bugün de yaşayan Tahfif, Tahrim, Tarkik, İdgam ve ed-Kasr gibi Kelime içi Olaylar’a bakar.
[24] Yedi İmam'ın en yaşlısı. Asıl kıraat zinciri şöyledir: Mugire ibnu Neu Şihab el-Mahzumi, o da Osman ibnu Affan’dan. Kıraatı bir çok sahabeden aldı. Usman ibnu Fudale ibnu Ubeyd, Vasıla ibnu el-Eska, Ebu'd-Derda ve Şam hükümdarı Muaviye bunlar arasındadır. Ebu'd-Derda ölünce O'nun yerine O'nu halef bıraktı. Şamlılar'ın imamıdır. Şam’da vefat etti. Müslim'de hadisleri yer alır. Velid ibnu Abdulmelik zamanında Şam’da kadılık yaptı.
[25] Kıraatı Eyyub ibnu Temim et-Temimi'den almıştır. Dımeşk Camii'nde cuma dışında namazları O kıldırırdı. Şam'da Qarilerin imamı sayılırdı. İbnu Amir kıraatı bugün Sudan'da okunmaktadır.
[26] Dımeşk'in Hatibi. Kıraatı Eyyub ibnu Temim et-Temimi'den, O da Arrak ibnu Halid el-Mirri'den, O da Yahya ibnu el-Haris ez-Zimeri'den, O da Yahya ibnu Amir'den almıştır.
[27] Abdullah ibnu Zübeyr, Ebu Eyyub el-Ensarî, Enes ibnu Maik gibi ashabı gördü.Mücahid vd. Tabii'nden Kıraat öğrendi. Kendisinin, Abdullah ibnu Saıd el-Mahzumi'den kıraat aldığı söylenir. Aralarında Amr ibnu el-A'la, İsa ibnu Ömer, Halil ibnu Ahmed, Hammad ibnu Seleme ve İbnu Zeyd gibi kişilerin bulunduğu bir gurup Basralı'nın kıraatı bu kişilerden almışlardı. İbnu Kesir'in naklettiği hadisler el-Buhari ve Müslim' de yer alır. eş-Şafii O'nun kıraatını nakletti ve övdü. O'nun kıraatini arkadaşı olan ve Mekke Ehli’nin Qarii bulunan İsmail ibnu Kostantin'e okumuş ve "bizim kıraatımız İbnu Kesır kıraatidir" demişti. Mekke’de öldü.
[28] Kabe'nin kırk yıllık müezzinidir. İkrime ibnu Süleyman ve bir camaatten kıraati nakletti. İkrime, Şibli'den O da İbnu Kesir'den nakletti.
[29] Kıraatı Ebu'l-Hasan el-Kavvas ve İbnu Felih'ten, onlar da el-Kıst Ashabı'ndan, o da İbnu Kesir'den öğrenmiştir.
[30] Kufe Karileri'nin İmamı. Kıraatı Ebu Abdurrahman es-Sülemi, Zirr ibnu Hubeyş, Ali, İbnu Mesud, Ubey ibnu Ka'b ve Zeyd ibnu Sabit gibi kişilerden aldı. Sülemi'nin vefatından sonra O'nun yerine okuttu.Kufe’de vefat etti. Sayılamayacak kadar çok kimse O'nun kıraatını naklettiler:
Eban ibnu Tağleb
Hammad ibnu Seleme
Eban ibnu Yezid el-Attar
Hammad ibnu Zeyd
Hafs ibnu Süleyman
Süleyman ibnu Mihran
el-A'meş
Ebu Bekr ibnu Ayyaş
ed-Dahhak ibnu Meymun
Ebu Bekr ibnu el-A'la
el-Halil ibnu Ahmed
Hamza
İbnu Hanbel Medine kıraatlarından sonra en çok bunu beğenirdi. Hadisleri hadis kitaplarında yer alır. Kendisinden vasıtasız nakleden iki ravisi önemlidir.
[34] İsminin Yahya olduğu da söylenir. Kıraatı pek çok Tabiinden aldı. Mücahid, Ata, İkrime, Said ibnu Cübeyr, Yahya ibnu Ya'mer,İbnu Kesir, Ebu'l-Aliye bazıları. Kıraatı bütün beldelerde şöhret şöhret buldu. İbnu Hanbel en çok O'nun kıraatını severdi. "Bu kıraat Kureyş'in ve Fusaha'nın kıraatıdır' der. Arab edebiyatı ve filolojisine vakıftı. Kıraatı Yahya ibnu el-Mübarek vasıtasıyla iki ravi aktardılar. Kufe’de vefat etti.
[35] Bağdat'ın doğusunda ed-Dur'a nisbet edilir. Birçok seyahatlar sonunda bir çok kıraata vakıf oldu.
[36] Elvay civarında Sus şehrine nisbet olunur. Çok sayıda talebe yetiştırdi ve Rakka şehrinde öldü.
[37] Tabiun'dandır. İkrime ibnu Rebi’ et-Teymi’nin kölesidir. Süleyman ibnu A'meş,Asım, Hamran ibnu A'yün, Ebu İshak es-Sebi, Muhammed ibnu Abdirrahman ibnu Ebi Leyla, Talha ibnu Musarrıf'tan kıraatı arz yoluyla aldı. Asım ve el-A'meş'ten sonra kıraat imameti kendisine intikal etti. İyi Arabça bilir, hafız, abid-zahid sika bir kişiydi. Irak'tan Hilvan'a zeytinyağı ticareti yaptığı için Zeyyad diye meşhur. Kıraatını Süleym vasıtasıyla nakleden iki ravisi vardır. el-Mansur’un saltanatı zamanında Hulvan’da öldü.
[40] Isfahanlı'dır. Kıraat öğreniminde 70 kadar Tabiinden yararlandı. Medine'ye yerleşti. Okudu, okuttu. Malik, Abdullah ibnu Vehb, Leys ibnu Sa'd kendisinin kıraatini övdüler. Kalun ve Verş kıraatlerini vasıtasız olarak naklettiler.
[43] ez-Zeyyad'dan sonra Kufe'de kıraat imamlığına geçti. Kıraatı arz yoluyla Hamza'dan aldı. Muhammed ibnu Ebi Leyla, İsa ibnu Ömer el-Hemedani'den de kıraat aldı. Arap edebiyatına aşina bir filologdu. Basra' yı ziyaret edip el-Halil'den lugat öğrendi. O'ndan da İbrahim ibnu Zazan, Hafs ibnu Ömer ed-Duri, Hamduye ibnu Meymun, Abdullah ibmu Ahmed ibnu Yekvan, Kasım ibnu Sellam, Kuteybe ibnu Mihran arz ve sema yoluyla aldılar. İbnu Hanbel ve eş-Şafi O'nu överler. Ebu Ubeyd O'nun kıraatini söyler. Hamza'nın kimi kıraatlarını aldı kimilerini terketti. Rey seyahatinde Harun Reşid ileydi. Köylerinden Ranbuye'ye geldiklerinde Muhammed ibnu Hasen ile aynı gün vefat etti. "Fıkhı ve Nahvi Rey'de defnettik" der Harun. Vasıtasız iki ravisi vardır.
[44] Kıraatı Hamza ibnu el-Kasım ve el-Yezid'den hurufu aldı. O'ndan da Seleme ibnu Asım, Muhammed ibnu Yahya el-Kisai, el-Fadl ibnu Şazan, Yakub ibnu Ahmed arz ve sema yoluyla kıraatı aldılar.
[55] Bunlar tefsir edici ziyadeliklerdir. Kıraat sayılmazlar. Kimileri Arapça bilmeyen kişilerin katkılarıdır. Mevzu, merdud olarak da adlandırılırlar . Bunlar Arabça’ya uygun da olsalar, Mushaf'a ziyade oldukları için şazdırlar.
2/el-Baqara 198 "Fi mevasimul-Hac" ilavesi
4/en-Nisa 11 "velehu ehun ve uhtun'dan sonra "min umm" ilavesi (Sad ibnu Ebi Vakkas) gibi
Bu kıraatlarla ilgili literatür:
el-Askeri, Ebu Ahmed el-Hasan b. Abdillah b. Said/ Şerhu ma Yeka'u fihi't-Tashifu ve't-Tahrif (Tah. Abdulazız Ahmed)
İbnu'l-Cevzi, Cemaleddin Ebu'l-Ferac Andurrahman/ Ahbaru'l-Hamka ve'l-Mugaffelin
[56] 1-Lehçe 2-İ'rab 3-Eksiltme
4-Eksiltme-Artırma 5-Artırma 6-Emir-İnşa
7-Bina Ayrılığı 8-Ma'lum-Mechul 9-İsim-Fiil
10-Müfred-Cemi' 11-Mazi-Muzari 12-İsmi Fail-İsmi Mef'ul
(Fiillerdeki, şahıs sıgası ve bab farklılığı gösterilmemiştir)
[94] Suutlu. Toplam 1044 sayfa. 11 bab ve bir hatimeden oluşur. 4 fasıldan oluşan 1. Bab şunları işler:Kıraatların doğuşu, kıraati aşre ile ahrufu seb’anın ilişkisi, Kıraatların derlenmesinde İbnu’l-Cezeri’nin kullandığı kaynaklar ve Kıraatı Aşere’nin tarihçesi.
2.bab Kıraatin eski Arapça lehçelerindeki etkilerine dairdir:Kendisindeki ihtilafın ses, iştikak ve sarf yönlerinden kaynaklandığı ihtilaflar.
3.bab muarreb kelimelere dair.
4.bab camid ( türevsiz) ve müştak ( türevli) olan kelimeler ğzerine 11 fasıldır: Camid isimler, mazinin bnia-i fail ve bina-i mefulu, fiillerde iştikaktan kaynaklanan ihtilaflar, iştikakın çeşitlerinden kaynaklanan ihtilaflar, ismi failin mübalağa sıgaları arasındaki ihtilaflar, ismi fail ve sıfatı müşebbehe arasındali ihtilaflar, ismi fail ve ismi mef’ul arasındaki ihtilaflar, muhtelif sıgalar arasındaki ihtilaflar ve ihtilaflarda sarfın ölçüsü.
5.bab 2 fasıldan oluşur. Hazf ve Zikre dairdir. 1. Fasılda resmi osmaniye uygunluk açısından zikr ve hazf ve herhangi bie sebebten kaynaklanan zikr ve hazf.
6.bab şeddeli inne’nin hemzesinin kesre ve fethasına dairdir.
7.bab fiilin tezkir ve Te’nis’ine dairdir.
8.bab 2 fasıldır. Kur’an’ın belagatından iltifat sanatına dairdir. İltifatı detaylı şekilde inceler.
9.bab 4 fasıldır. Arap dilinde haml uslubunu inceler.
10.bab nahiv’deki amil’lerin tesirini inceler.
11. bab i’rab sanatına dairdir. Hatimede ise hamd yer alır. Kitap çok ciddi ve yoğun bir gayretin mahsuludur. Kıaraati aşerede olan ihtilafın tüm sebebleini güzel bir şekilde sistematize eder. (Çiçek, M. Halil, 1996, s.158-159)