Yazdır

 BİLİM TÂRİHİ ve BİLİM FELSEFE’Sİ

A

(Bilim Târih’i ve Bilim Felsefe’si)

A/ 01 Bilimsel Paradigma

(Bilim nedir, Bilim Felsefesi )

BİLİM TARİHİ NEDİR?

Bilim Târihi, Bilim’in Doğuş ve Gelişme Öyküsü’dür. Görev’i     Olgular’ın     ve     Buluşlar’ın     bir     Katalogu’nu çıkarmaktan   çok,   Bilimsel  Kavram,  Teori  ve  Anlayış’ın Doğuş ve Gelişimi’ni izlemek ve Açıklığa kavuşturmaktır. Amac’ı bir bakıma Objektif Bilgi’nin ortaya çıkma, Yayılma ve   Kullanılma   Şartları’nı   incelemek,   Nitelikleri belli bir Yöntem’in, bir Düşünme Türü’nün, hatta geniş anlam’da bir Bakış Açısı’nın Oluşumu’nu Tespit’tir. Bilim  Târihi,  Amacı’na,  Çeşitli  Bilim  Kolları’nda  ulaşılan Sonuçlar’ı sıralayarak değil, fakat daha çok, bu Sonuçlar’ı bağlı     oldukları     Şartlar     Çerçevesi’nde     açıklayarak ulaşmaya çalışır. Bilim Tarihi’nden Modernite’nin Beklentiler’i: -Düşünce’nin Serbestliğe kavuşması, -Aqıl’la Bâtıl İnançlar’ın çarpışması, -İnsanoğlu’nun Doğru'yu araması, giderek ona yaklaşması, Yaptığınız İş’i sevmek ve Saygı duymak. -Hata ve Aqıl dışı Saplantılar’la savaşması, -Entelektüellik,

1.Bilim Nedir?

Bilim’in sürekli gelişen ve Geniş Kapsamlı Yapısı’ndan dolayı üzerinde anlaşmaya varılmış bir Tanım’ı yoktur. Değişik Tanımlama Çabalar’ı vardır.   William F. McComas :“Bilim, Doğal Dünyâ’yla ilgili Sorular’ı cewaplamak üzere Bilimsel Araştırma Yöntemleri’ni kullanarak Herkes’in irdelemesine açık Geçerli ve Güvenilir Genellemeler ve Açıklamalar ortaya koyma Etkinli’ğidir”, der.   Albert Einstein ‘Bilim, her türlü Düzen’den yoksun Duyu Verileri (algılar) ile Mantıqî olarak Düzenli Düşünme arasında Uygunluk Sağlama Çabası’dır’ der.   Bilim Adam’ı  Çalışmaları’nda; Gözlemler, Qıyaslar, ölçer, Test eder, Spekülasyon yapar, Hipotez kurar, Düşünceler ve Kavramsal Araçlar, Teoriler ve Açıklamalar  oluşturur.   BİLİM: Tarafsız Gözlem ve Deneyler’le elde edilen Düzenli Bilgiler Topluluğu’dur.   Bilim şöyle Sorular sorar? -Dünyâ’nın Şekli nasıldır? -Depremler nasıl oluşmaktadır? -Elmas niçin Sert’tir? -Metaller Elektriği nasıl iletir? -Bir Gaz’ın Basıncı ile Hacmi arasında nasıl bir İlişki vardır? -İnsanlar nasıl öğrenir? -İnsanlar’ın Çeşitli Davranışları arkasındaki Nedenler nelerdir?

2.Bilimin Doğası ile Ne Kast’edilmektedir?

Bilim’in Doğası’nın anlaşılmasına Katkı sağlayan 4 önemli Disiplin’den söz edilir.  Disipline ait Dâireler’in İzâfi Büyüklüğü Disiplinler’in Katkı Oranlar’ı..   Bilim’in Doğa’sı Bilgi’si yâni Bilimsel Uğraşı’nın Taswir’i, Şekil’deki gibi Çeşitli Disiplinler’in Kesişimi’yle oluşmaktadır.   “Bilim’in Doğa’sı” İfâde’si ile; genellikle bilmenin bir yol’u olarak Bilim, Bilimsel Bilgi’nin Kökeni’nde yer alan Değer ve İnançlar veya Bilimsel Bilgi’nin Gelişim’i anlatılmaktadır. Kısaca Bilim Doğa’sı; Bilimsel Etkinlikler’in ve Bilimsel Bilgiler’in Nitelikleri’ni kapsamaktadır.   Örneğin Gözlem yapma, Hipotez Kurma ve Sonuç Çıkarma İşlemleri doğrudan Bilimsel Süreçler’le ilgili iken; bu Süreçler’in Bilim Adamı’nın Sâhip olduğu Anlayışlar’dan etkilenip etkilenmemesi Bilim’in Doğa’sı ile ilgilidir.   Bugün hayat’ı etkileyen ve şekillendiren en önemli Unsurlar Bilim ve Teknoloji’dir. Kurumsal ve Bireysel Alan’da verilen Qararlar  büyük ölçü’de Bilimsel Veriler’e dayandırılmaktadır. Bu Qararlar’ın Sağlıklı olabilmesi için Bilim’in Doğası’’nın bilinmesi önemli’dir.   Birçok Ülke’nin Ders Programları’nda Bilimsel Okur-Yazar Birey yetiştirilmesi öncelikli Hedef’dir. Bilimsel Okur-Yazar, Birey’in en önemli Özelliği olarak da, Bilim’in Doğa’sı hakkında yeterli Anlayış’a Sâhip olmak Qabul edilmektedir.   Başta Fen Bilimleri olmak üzere bütün Bilim Dalları’nın Öğretimi’nin daha Etkili ve Verimli olabilmesi için de Bilim’in Doğası’nın yeterince anlaşılması gereklidir.   Modern Kültür’ün bir Bileşen’i olan Bilim’in Değeri’nin Bireylerce Taqtir edilmesi Açısı’ndan da Bilim’in Doğası’nın anlaşılması önemli’dir.   Bilim’in Doğası’nın anlaşılması, Bilim Çevreleri’nde  Qabul gören Toplum’un da Genel’i için Geçerli olan Etik Değerler’i oluşturan Kurallar’la ile ilgili Yeterli bir Anlayış’ın gelişmesi için Önemli’dir.

4.Bilim’in Doğası’nın Boyutlar’ı   

4.1.Bilimsel Bilgi Olgusal Temelli’dir

Bilim kısmen de olsa Doğal Dünyâ’nın gözlenmesine dayanır.   Bilimsel Açıklamalar’ın Geçerliliği, Olgular’ın gözlenmesiyle Test edilir.   Bilim Adamlar’ı Doğal Dünyâ’daki bir çok Olay’ı doğrudan gözleyemezler.   Gözlem ve Çıkarsama’nın Farqı’nın anlaşılması önemli’dir.   Yukarı’ya atılan bir Taş’ın tekrar Yer’e düşmesi bir Gözlem’e, Yer’e düşme Nedeni’ne yönelik Açıklama ise Çıkarsama’ya örnek’tir.

Ernest Rutherford’un (1871-1937) Deneyi’nde, ince bir Metal Lewha üzerine gönderdiği He Çekirdekleri’nin büyük bir kısmı’nın Lewha’dan doğrudan geçtiğini, çok az bir kısmının ise Yolu’ndan saparak geçtiğini veya geri yansıdığını Tespit etmesi Gözlem, bu Gözlem’den Hareket’le Atom’da Büyük Boşluğun olduğunu ve Çekirdeğin bulunduğunu ileri sürmesi ise bir Çıkarsama’dır.   

4.2.Yasalar ve Teoriler Farqlı Türden Bilgiler’dir

Bilimsel Teoriler, iyi yapılandırılmış, çok Sayı’da sınamaya tabi tutulmuş ve birbiriyle oldukça Tutarlı Açıklamalar Sistemi’dir. Teoriler, Farqlı Alanlar’a ait birbiriyle ilişkisizmiş gibi görünen Olgular Seti’ni açıklamayı amaçlar.   Örneğin Kinetik Teori, Madde’nin Hal Değişimi’ni, Kimyasal Reaksiyonlar’ın Hızı’nı ve Isı Transferi ile ilgili diğer Olaylar’ı açıklamada kullanılır. Teoriler’in Bilimsel Araştırmalar’ı yönlendiren Araştırma Problemleri’ni ileri sürmede önemli İşlev’i vardır.   Teoriler sıklıkla Varsayımlar’a ve Doğa’da gözlenemeyen Varlıklar’ın bulunduğu Qabulü’ne dayandırılır. Dolayısıyla Teoriler doğrudan Gözlemler’le sınanamazlar.   Doğrudan Kanıtlar,  Teoriler’i desteklemede ve Geçerlikleri’ni sağlamada kullanılır.   Teoriler gözlenebilir Olaylar’ın çıkarımsal Açıklamaları’dır.   Gözlem ve Çıkarsama arasındaki farq Yasa ve Teori arasındaki Farq’a benzetilebilir.   Yasalar genelde gözlenebilir Olaylar arasındaki İlişkiler’in İfâde edilmesidir.   Örneğin Boyle Yasa’sı , Sâbit Sıcaklık’ta bir Gaz’ın Basıncı ile Hacm’i arasındaki İlişki’yi ifâde eder. Oysa Gazlar’ın Kinetik Teorisi’nde bu İlişki’nin nedenler’i açıklanır.   Genelde Teoriler yeni Deliller’le yeterince desteklendiğinde Yasalar’a dönüşür şeklinde Anlayış yanlış’tır. Gaz Yasaları’nın açıklanmasında kullanılan Kinetik Teori’nin bu Yasalar’dan çok sonra ortaya atılmış olması bu Anlayış’ın Yanlışlığı’nı ortaya kor. Yasalar ve Teoriler Yanlış Anlayış’ın aksine farqlı tür’den Bilgiler olup birbirine dönüşmezler.    

Bilimsel Yöntem Model’i   Teoriler; Olgular’ın, Olgular arası İlişkiler’in ve Yasalar’ın Açıklamaları’dır. Örneğin Elmas’ın sert olması, Tuz’un Su’da çözünmesi, Metaller’in Elektriği iletmesi, İnsanlar’ın öğrenmesi, İnsanlar’ın belli Davranışlar’ı göstermeleri vb. Durumlar Olgular’a örnek’tir.  Bu Durumlar’ın Açıklamalar’ı Teoriler’dir.   

4.3.Bilimsel Bilgi’nin Üretilmesinde Hayal ve Yaratıcılık Önemli’dir   

Albert Einstein “Hayal bilgiden daha önemlidir” der. Bilimsel Bilgi belli ölçü’de Doğal Dünyâ’nın gözlenmesine dayansa da İnsan’ın Hayal ve Yaratıcılığı’nı içerir.  Bilim tamamen Mekanik, Rasyonel ve Düzenli bir Etkinlik değildir.   Bilim’de Açıklamalar’ın İcâd’ı Sözkonusu’dur. Bu da büyük ölçüde Bilim Adamları’nın Kreativitesi’ni gerekli kılar.   Bohr’un Atomik Spektrum Çizgileri’nden Orbitaller’e ve Enerji Seviyeleri’ne gitmesi Bilim’de Kreativite’ye örnek’tir.    Yaratıcılık ve Çıkarım, Bilim’in; Atom, Kara Delikler, Gen, Öğrenme gibi Kavramlar’ı Gerçeğin Kopyalar’ı olmaktan çok İşlevsel Teorik Modeller’dir.

Çokları Bilim Adamları’nın Kreativiteleri’ni sadece Araştırmaları’nın Tasarımı’nda kullandıklarına inanırlar. Oysa Bilim Adamlar’ı Araştırma Sonuçları’nın Değerlendirilmesi’nde de (Araştırma’nın her Aşaması’nda) bu Özellikleri’ni kullanırlar. Bir Bilimsel Teori’nin ortaya konulması Sanat Alanı’ndaki Çalışmalar gibi Yaratıcılık gerektirir.   

4.4.Bilimsel Bilgi Öznellik İçerir   

Bilimsel Bilgi Öznel-Subjektif’tir.   Bilim Adamları’nın  benimsedikleri Teoriler’i, İnançlar’ı, önceki Bilgiler’i, Eğitimler’i, Deneyimler’i ve Beklentiler’i Çalışmaları’nı etkilemektedir. Bilim Adamları’nın  Zihinsel Arka Planları’nı veya Bakış Açılarını oluşturan bütün bu Etkenler; onların Araştırma Problem’i olarak neyi Tespit edeceklerini, Araştırma’yı nasıl sürdüreceklerini, neleri gözleyeceklerini ve Gözlemleri’ni nasıl yorumlayacaklarını etkiler.   Bu Zihin Yapıları her Düzey’deki Bilim Adamları’nın Çalışmaları’nı yönlendirmekte ve Thomas Kuhn tarafından Paradigma olarak nitelendirilmektedir.  Bilim hiçbir Zaman Tarafsız (Nötral) Gözlemler’le başlamaz.   Bilimsel Araştırma Süreci’nde bu Öznelliğin Negatif Etkisi’ni azaltmaya yönelik çeşitli Önlemler alınır.  Öznellik kaçınılmazdır.  Özgün Yorumlar böylece ortaya çıkabilmektedir.   

5.Bilim’in Doğa’sı ile İlgili Yaygın Yanılgılar   

-Bilim, Olgular’ın Sistematik olarak Gözlenmesi İşlemi’dir.   -Bilim, Bütün Sorularımız’a Cevap bulabilir.   -Bilim’de Sosyal ve Kültürel Değerler’in bir Etki’si yoktur.   -Bilim tamamen Birikimsel olarak ilerler.    -Bilim ve Teknoloji aynı’dır.   -Bilimsel Modeller Gerçeğin Kopyaları’dır.   

6.Qabul Edilebilir Bir Bilim Anlayışı’na Sahip Bireyler Nasıl Bir Eğitim’de yetişebilir?   

Araştırmalar’a göre, Bireyler’e sâdece Bilimsel Araştırma Etkinlikleri’nin yaptırılmasının ya da Bilim’in Doğası’nın anlatılmasının onların doğru bir Bilim Anlayışı’na sahip olmalarını sağlayamıyor.   “Sadece Bilimsel Araştırma Etkinliği yaparak Bilim’in Doğası’nın anlaşılacağını beklemek, Solunum yapılarak Solunum Mekanizması’nın ya da Bitkiler’in büyümesini gözleyerek Fotosentez Olayı’nın anlaşılabileceğini beklemek gibidir.”   Konu ile ilgili Bilimsel Çalışmalar, Öğrenciler’in Doğru bir Bilim Anlayışı kazanabilmeleri için; Bilimsel Etkinlikler yapmaları ve bu Etkinlikler’i üzerinde Bilim’in Doğa’sı Bağlamı’nda  Tartışmaları’na ve Düşünmeleri’ne Fırsat sağlanması gerektiğini ortaya koyar.   

BİLGİ EDİNME İHTİYAC’I   

İnsan, Öğrenme İçgüdüsü’nü gidermek, hayatı’nı sürdürebilmek, sayısız İhtiyaçları’nı karşılayabilmek ve Geleceği’ni     Güvence     altına     alabilmek     için öğrenmek, yani herşey hakkında Bilgi edinmek Zorunda’dır. Bir İş veya bir Konu üstüne bilinen şeylere Bilgi denir.   

BİLİM NEDİR?   

Çeşitli Tanımlar’ı yapılır.   Bilim, Denenmiş ve Deneme ile ispatlanabilen Bilgiler’dir.   Bilim,   yoklanabilecek,    Deney’e    vurulabilecek    bir Bilgi’nin İçeriği olan her Şey, bu arada Doğa, Toplum, İnsan ve Düşünce üstüne Kesin ya da Yaklaşık Teorik Bilgiler’in Tümü’dür.  Bilim, Gözlem Yol’u ve bu Gözlem üzerine kurulmuş Aqlî Muhakeme ile önce Belirli Olgular’ı , sonra da bu Olgular’ı birbirlerine   bağlayan   Qanunlar’ı   bulmayı   ve   Sonuc’u önceden kestirmeyi Mümkün kılar.   Bilim, birtakım  Gözlemler’de  bulunmak  ve  Deneyler yapmak sureti’yle Evren’de olup bitenleri öğrenmeye ve Olaylar’ın    önceden    bilinmesini    sağlamaya    yarayan Bilgiler’in tümü’dür.   Bilim, Deney ve Gözlemler’in Işığı’nda gelişen, bizleri ileri Deney ve gGözlemler’e götüren, birbirlerine bağlayan Kavramlar   Dizisi’dir.   Bu   Tanıma   göre,   Bilim,   Doğa Olayları’yla  ilgili  Sorunlar’ın  cevaplanması  için  yapılan Çalışmaları  kapsar.   Bilim sâyesinde bilinmeyen Şeyler bilinir.   

BİLİM’İN TEMEL ÖZELLİKLER’İ   

Bilim Olgusal’dır, Evren’de  oluşan  Olgular  Sınırsız’dır.  Bilim’in  bunların hepsi ile ilgilenmesi hem Gereksiz hem de İmkansız’dır.   

Bilim Mantıqsal’dır, Bilim’in  ulaştığı  Sonuçlar  her  türlü  Çelişki’den  uzak’tır. Bilim bir Hipotez ya da Teori’yi doğrularken Mantıqsal Düşünme  ve  Çıkarım  Kuralları’ndan  yararlanır.  Hipotez veya  Teoriler  doğrudan  Test  edilemez,  Gözlem  e başvurmak gerekir.   

Bilim Objektif’tir, Bilim’le  uğraşanlar  bir Konu’ya yönelmek daha sonrad a o Konu’nun Alt Dalları’nda   uzmanlaşmak   Zorunda’dırlar.   Her Bilimsel Sonuç Kişi ya da Zümreler’in Tekeli’nde olamaz. Teoriler yerine yenisi konulana kadar Geçerli’dir.   Bilim Eleştirici’dir, Bilim’de  Doğru  asla  değişmez  değildir. Bilim’in bu Özelliği ondaki Gelişme’nin de Nedeni’dir.   

Bilim Genelleyici’dir, Amaç Özel’den Genel’e doğru bir Kural çıkarmak‘tır.   

Bilim Seçici’dir, Bilimsel  İncelemeler  yapılan  Olgular,  belki  de  Doğa Olayları ve tüm Olgular için de oldukça Sınırlı’dır.   Bilim Değişken’dir. Sürekli   Değişkenlik   arz  ‘eder,   Durağan değildir.   

BİLİMSEL ÇALIŞMA’NIN BASAMAKLAR’I: Bilimsel Yöntem   

Bir Plan dâhilinde Gözlem ve Deneyler’e dayanarak Bilimsel Gerçekler’i ortaya koyan Çalışma’dır. Bilimsel Yöntem’in Temel’i Sorular yöneltmek ve Sorular’a Cevap aramaktır. Bir Bilim Adamı Bilimsel Yöntem’le bir Problem’i çözerken şu Yol’u izler:

1-Problem’in belirlenmesi

2-Gözlem yaparak Veriler’in toplanması

3-Hipotez’in kurulması

4-Hipotez’e dayalı Tahminler yapılması

5-Kontrollü Deneyler yaparak Hipotez’in doğrulanması

6-Deneyler’in sonucu’nda Genellemeler yapılması.

7-Teori ve Qanun.

1-Problem Tespit’i: Problem Doğru, Açık anlaşılır olarak sorulur. Karmaşık’sa Basit’e indirgenir. Uzun’sa, Anlamlı Bölümler’e ayrılır. Her Bölüm ayrı bir Problem’miş gibi çözülerek Sonuçlar’ı birleştirilir.   

2-Veri Toplama : Deneyler, Gözlemler, İnceleme ve Araştırmalar yaparak, Problem’le ilgili tüm Gerçekler (Veri) toplanır.   

3-Hipotez (Varsayım) Kurma : Hipotez Problem’in Geçici Çözüm Yolu’dur. Başka bir Deyiş’le ön kestirme’ye dayanan Cewâbı’dır. Hipotez Cümlesi’nin Temel Kalıb’ı; (Belki de . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . dır), şeklindedir.   Bir Hipotez şu Özellikler’e Sâhip olmalıdır:

a.Problem’e Cewâp vermelidir.   

b.Eldeki tüm Veriler’i kapsamalıdır.   

c.Değiştirilebilmelidir.  

d.Üzerinde Tahminler yapılarak, Deneyler’le sınanabilmelidir.   

4-Tahminler Yapma/Yargı: Hipotez’e dayalı Mantıqsal Açıklama’dır. Tahminler Mantıksal Cümleler Sonucu’nda ileri sürülen Fikirler’dir. Tahmin Cümlesi’nin Temel Kalıb ı; (Eğer . . . . . . . . . ise . . . . . . . . . . . . . dır), Şekli’ndedir. Tahmin, Hipotez’den Mantık Yolu’yla çıkan Sonuç’tur.  

5-Kontrollü Deneyler : Hipotez’e dayalı yapılan Tahminler’in dolayısıyla Hipotez’in Geçerliliği’nin, Doğruluğu’nun araştırılması İşlemi’dir. Bu Araştırma, Deney Sonuçlar’ı Tahminler’le karşılaştırılarak yapılır. Bu Karşılaştırma’dan 3 ayrı Sonuc’a ulaşılabilir. Deney’e Etki eden tüm Faktörler Sâbit tutularak her Seferi’nde sadece bir Faktör’de Değişiklik yapılarak düzenlenen Deneyler’e Kontrollü Deneyler denir. Kontrollü Deneyler Hipotez’in Yeterlilik ve Gerçekliliği’nin araştırılması Amacı’yla yapılır.   Veri(Gerçek): Aynı Şartlar’da  aynı Sonuc’u veren Gözlemler’dir.   

1.Hipotez hiçbir Kuşku’ya yer vermeyecek şekilde doğrulanırsa, Evrensel Gerçek haline gelir. Buna KANUN(YASA) denir.   

2.Hipotez kısmen doğrulanır, tamamen reddedilmezse ve yeni Bulgular’la desteklenirse TEORİ(KURAM) hali’ne gelir.  

3.Hipotez doğrulanmazsa Hipotez değiştirilir ve kalan Basamaklar yeniden uygulanır   Olaylar’ı  İnceleme’de  izlenen  Bilimsel Yöntem,  Gözlemler’de  bulunmak  ve  Deneyler  yapmak suretiyle Qanun, Hipotez ve Teoriler bulmaktır. Bu, bilim’de  TÜMEVARIM  (İNDUCTİON)  Yöntemi’dir.  Mevcut  Qanun  ve  Teoriler’den  yararlanmak  sureti’yle Matematik  Yöntemler’le  yeni  Qanunlar  öngörmek  ise bilimde TÜMDENGELİM (DEDUCTİON) Yöntemi’dir.   

Matematik Bilimler’de Tümdengelim Yöntem’i kullanılır. Matematik dışında hiçbir Bilim ne tam İndüktif ne de Dedüktif’tir. Bilim’deki Bütün Gelişmeler yukarda özetlenen Bilimsel Yöntem Çalışmaları’yla sağlanmıştır.

PROBLEM: "Bitkiler’in büyümesinde Işığın renkleri etkili midir?“  

HİPOTEZ: "Bitkiler bazı Işık Renkleri’nde daha iyi büyür.“

Hipotez (Varsayım): Problem’e konulan Geçici Çözüm’e Hipotez denir. Hipotez Problem’i çözmek için yapılan Araştırma ve Gözlemler Sonuc’u elde edilen Bilgiler’in Yardımı’yla kurulur.

Hipotez’in Başlıca Özellikler’i:

-El’deki bütün Veriler’e Uygun olmalı ve onları açıklamalıdır.

-Yeni Gerçekler’in Tahmini’ne İmkan sağlamalıdır.

-Problem’e Çözüm önermelidir.

-Deney ve Gözlemler’e açık olmalıdır.

-Yeni Deney ve Gözlemler’le denenebilir olmalıdır

Hipotez’in Muhtemel 3 Sonuc’u Vardır:

1-Doğrudan kanıtlanıp Doğru’dan Geçerli hâline gelebilir bir Hipotez Gözlem ve Deneyler’le doğrulanırsa Teori değil, Gerçek’tir.

2-Yeni Gerçekler’le desteklenerek Teori veya Qanun Hâli’ne gelebilir.

3-Çürütülüp Terk edilir.  

TEORİ: "Eğer bir Bitki bazı Işık Renkleri’nde daha iyi büyürse o  Işık Renkleri’nde Bitki’nin Boyu’nda Artış olur". Yeni Bulgular’la desteklenmiş olduğu Bilim Adamları’nın çoğu Tarafı’ndan Qabul edilen Hipotez’e denir. Genel olarak Doğrudur’lar. Mutlaq ve Kesin Sonuç değildir. Teoriler çürütülerek terk’edilirler.  

Bilim Adamı’nın Özellikler’i

-Bilim Adam’ı Meraklı’dır ve İyi bir Gözlemci’dir.   

-Bilim Adam’ı Qararlı’dır.  

-Şüpheci’dir.

-Çalışmaları’nın Sonucu’na ulaşıncaya kadar sürdürür.   

-Bilim Adam’ı Objektif ve Titiz’dir.

-Zamanı’nı Verimli kullanır.   

-Düşünen ve yeni Fikirler üreten bir İnsan’dır.   

-Diğer Bilim adamlarıyla iş birliği içindedir.

Gözlem:

Doğru olaylar hakkında duyu organları veya araç gereç yardımıyla elde edilen gerçek bilgilere gözlem denir. Gözlem ikiye ayrılır:

1-Nitel gözlem: Sadece duyu organlarıyla yapılır. Yanılma payı yoktur. Sonuç kesindir. Örnek: Şekerin suda çözülmesi.

2-Nicel gözlem: Ölçü aletleriyle yapılır. Yanılma payı yoktur. Sonuçlar kesindir. Ayrıntılıdır. Bu yüzdende güvenilir. Örnek: Terazi ile ağırlığın belirlenmesi.

BİLİM TÂRİHİ DERSİ’NİN AMAC’I   

Bilim Târihi Dersi’nin temel Amac’ı Öğrenciler’e Bilimsel Gelişmeler’in   sadece Kronolojisi’ni  vermek  yerine  bugün  Bilim diye adlandırılan Kavram’ın hangi Târihsel, Sosyal, Ekonomik vs. Faktörler’in Etkileşim’i Sonuc’u ortaya çıktığını ve Bilim’in Toplum’u nasıl etkilediğini anlatmaktır.   

Modern Bilim, İnsan Kafası’nın Ürünü’dür. Bilim’in Doğuş’u, Delişmesi ve başarı Şartlar’ı üzerinde Kültür Ortamımız yeterince aydınlatılmıyor.

Bilim Târih’ i ancak son 40-50 Yıllık Dönem’de Akademik bir Disiplin Niteliği kazanmıştır.   

Bugün     bile     yalnız     bizde     değil,     birçok     Batı Üniversiteleri’nde   de    yeterince    okutulma    İmkan’ı bulduğu söylenemez.   

Târihçiler Bilim’in gelişmesi ile ilgilenmiyor. Dünyâ’nın başlıca Büyük Üniversiteleri’nde son Yıllar’da göze    çarpan    Gelişmeler    bu    Durum’un    değişmeğe başladığını gösterir.

Bilim Târih’i Nedir?  

Kısaca Bilim’in Doğuş ve Gelişme Hikâyesi’dir. Amac’ı bir bakıma Objektif Bilgi’nin ortaya çıkma, Yayılma ve Kullanılma Koşulları’nı incelemek, bir Bakım’a da Nitelikler’i belli bir Metod’un, bir Düşünme Türü’nün, hatta G eniş anlamda bir Bakış Açısı’nın oluşumunu saptar. Bilim Târihi Amacı’na, Çeşitli Bilim Kolları’nda ulaşılan Sonuçlar’ı sıralayarak değil, fakat daha çok, bu Sonuçlar’ı bağlı oldukları Şartlar Çerçevesi’nde açıklayarak ulaşmaya çalışır. Görev’i Olgular’ın ve Buluşları’nın bir Katalogu’nu çıkarmaktan çok, Bilimsel Kavram, Teori ve Anlayış’ın Doğuş ve Gelişimi’ni izlemek ve Açıklığa kavuşturmaktır. Düşünce’nin Serbestliğe kavuşması, Aqıl’la Yanlış Kabuller’in  Çarpışma’sı, İnsanoğlu’nun ‘Doğru’yu araması ve giderek ona yaklaşması, Hata ve Saplantılar’la savaşması.. İşte Bilim Târihi’nden Beklentiler’in  Başlıcaları.  

Modern Bilim’in gözler önünde yükselen Yapı’sı hiç İnsan’ın Uygarlığa kattığı bir Ürün’dür. Bu Ürün’ün Doğuş, Gelişme ve Başarı Şartlar’ı üzerinde Kültür Ortam’ı tam  aydınlatılamadı. Bilim Târihi ancak son 50-60 Yıl’da Akademik  bir Disiplin Niteliği kazandı. Târihçiler Uygarlığın daha çok Siyâsal, Ekonomik ve Savaş ile ilgili Cepheler’i üzerinde durur, Evren’i tanıtan, Doğa Güçler’i üzerinde Egemen olma İmkan’ı sağlayan, tüm Düşünme ve Yaşama Şartları’nı biçimleyen Bilim’in gelişmesiyle ilgilenmezler. Bilim’in Dünya’yı hızla Değiştirme Güc’ü karşısında Dünyâ’nın Büyük Üniversiteleri’nde son Yıllar’da ilgi arttı.   

Bilim Târih’i yeni bir Disiplin olsa da Kapsam’ı Geniş’tir. Bilim ilk defa ne Rönesans’tan sonra, ne de Batı Dünyâsı’nda ortaya çıktı. Bilim, İnsanlığın Ortak Ürün’ü..  Bilim’i anlamak, Bilim Öncesi veya Bilim Dışı Düşünme Biçimleri’yle ilişkileri’ni bilmeyi gerektirir. Bu nedenle,Bilim Tarihi Mitoloji, Din, Sanat ve Metafizik gibi Konular’a da Bilim’le ilişkileri bakımı’ndan, yer verir.

Bilim’in Uzun Gelişimi’nde 4 Aşama vardır:  

1.Mısır ve Mezopotamya Uygarlıkları’na rastlayan Ampirik Bilgi Toplama Aşaması;  

2.Antik Grekler’in Evren’i açıklamaya yönelik Rasyonel Sistemleri’nin kurulduğu Aşama;  

3.Ortaçağ’ın Grek Felsefe’si ile Lisanî Dogmalar’ı Bağdaştırma Çaba’sı karşısında Müslüman Dünyâ’daki Bilimsel Çalışmaları’nı kapsayan Aşama;  

4.Rönesans sonrası Gelişmeler’in yer aldığı Modern Bilim aşaması.  

İlk Aşama tümüyle, 3.Âşama ise bir Bölümü’yle Doğu’da, 2.ve4. Aşamalar ise daha çok Batı’da Yer alan Gelişmeler’i kapsar.  

Doğu ile Batı arasında adeta Zikzak çizen Bilimsel Gelişme şöyle özetlebilir: Doğu Uygarlıkları’nın Ürün’ü olan Bilim Batı’ya geçer; önce İonya’da, daha sonra Atina ve Güney  İtalya’da Büyük bir Atılım yapar; tam Gelişme Hızı’nı yitirmeye yüz tuttuğu bir sırada yeniden Doğu’ya döner ve Nil Ağzında kurulan İskenderiye’de yeni bir Parlak Dönem’e girer. Bu Dönem Uzun sürmez. Geometri, Astronomi, Fizik ve Coğrafya gibi Bilim Dalları’nda sağlanan Büyük ve Gerçek Başarılar’a karşın, Roma Yönetimi’nin giderek yozlaşması ve Hristiyanlık ile birlikte türlü Saplantılar’ın yayılması karşısında Araştırma ve Öğrenme Rûh’u Batı’da Canlılığını yitirmekten, ortadan silinip gitmekten kurtulamaz. Ortaçağ’da Hristiyanlığın Rasyonel Düşünce ile Çelişkisi önemli bir Etken’dir. İskenderiye Kütüphanesi Hristiyanlarca yakılmıştır.  

Grek Bilim ve Felsefesi’ni Temsil eden Nasturiler’in Hristiyan Baskısı’ndan kurtulmak için giderek Doğu’ya çekilmeleri; bu arada Yeni-Platoncu Okul’un son Büyük  Temsilci’si sayılan Hypatia’nın İskenderiye’de bir Hristiyan Papaz’ı tarafından öldürülmesi bu Dönem’i niteler.  

Bilim’in yeniden Canlanma’sı, Müslümanlar’la Orta Dünyâ’da başladı. Avrupa’nın 1100lü Yıllar’da başlayan ve Rönesans’dan Bugüne dek giderek hızlanan Bilimsel Başarılar bunu izledi.