01
01
اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ Qıraat Halkaları
02
02
Medenî Düşünce Tarihi MDT
03
03
Qur'an İlimleri
04
04
Riwayet İlimleri 2 Rİ 2

 

MESÎH’İN MÜJDE’Sİ

 

İskender’in Komutanları’ndan Seleukos’un Asi Nehri Sol Yatağı’nda (Harsı’nda) Dağ ve Irmak arasında yükselttiği Dikdörtken Kent’e Babası’ndan Esin’le verdiği Antiochia Adı’nı Zikr’e gerek duymaz Qur’ân.. Kısa Süre’de Selevkiler’in Payitaht’ı olmayı başarır. Makedon, Helen, Yerli Halq’ından oluşan Qarye Ashâb’ı içinde Yahudiler de Yer alır. Euphorion‘un Başı’na getirildiği bir Büyük Kütüphane’si oldu bir Süre sonra. Qarye, Roma Sivilizasyonu’nun Gelenekeleri’ni içselleştirmeye başladı. Kanalizasyonlar, Defne’den gelen Su Kemerler’i ile İmârı’nı sürdürdü. Gümüş’ten, Bronz’da Paralar’ı oldu. Kısa bir Ermeni Egemenliği, sonra Roma Uydu Dewleti’dir Qarye. Defne’ye dek Yazlıklar’ı, Villalar’ı vardır İtalyan Kolonisi’nin. Sirk kurulur Ada’ya. Roma Hakimiyet’i MÖ. 69 Zelzele’sinden bir  Süre sonra  Pompei’nin Qarye’de Girişi’nden sonra  Tesis edildi. Roma Eyâlet’i olan Suriye’nin Başşehri’dir artık Qarye. Ashâb İç Savaşlar’da Pompei’ye değil Sezar’a Yardımcı’dır. 9 Günü’nü burada geçiren Sezar’dan kalma bir Armağan’dır Anfiteatr.

 

     Roma’nın Civitas’ı (Medine’si) Roma Zewkleri’ne göre Dizayn edildi İmparatorlar Çağı’nda. Tiyatrolar, Şirk, Hipodrom, Hükümet Binalar’ı..

 

     Mesih’in Gaybubeti’nin Baharı’nda (MS. 35) Zilzal’le yıkıldı Kent.

 

     İmparatorluğu Önce’si burada bulunan Tiberius’dan yâdigar genişletilen Surlar.

 

Silpius Kit­lesi’nin Wâdi’ye bakan Yamacı’nda St.Pierre'in İbâdet ettiği Kilise-Mağara vardı. Mağara’nın Ön Yüzü Haçlılar Zamanı’nda Gotik bir Tarz’da örüldü. Bu­nun Sol Tarafı’ndaki Kaya’da bulunan (Charnion denilen) Kabartma Heykel, Şeh­r’i Veba’ya karşı korumak için yapılmış bir Tılsım.

 

Güney Taraf’ta Habib en-Neccâr'ın İbâdet’e çekildiği Mağara.

 

Qudüs’e Yakınlığı, Anadolu ve Yunan’a ulaşan Yollar’ın Kavşağı’nda olması Mesih Bağlılar’ı için Çekici kıldı bu Qarye’yi. Hawâriler burada toplandılar, sonra Tabiin.. Roma’nın Qudüs’ü Tahrib’i, II.Mabed’in yıkılmasından sonra en Önemli Üs oldu Mesihî Müjde’ye. Mesihî (Hristiyan) olarak ilk kez burada anıldılar Gentile denen Halq’tan ayrılarak.

 

 

Sasanîler Târih Sahnesi’ne çıkıyorlar. Rumlar’la Hesaplaşma burada da şekillenir. 1.Şapur’un El’i konar Şehr’e (256-260). Ashâb’ı İran İçleri’ne tâ Cündüşapur’a sürülür.

 

Palmira Emir’i Odena geri alır. Eş’i Zenobia’yı Esir alıp Roma’ya götüren Roma çöker tekrar Qarye’nin üzerine.

 

Doğu Roma’nın İran’la Savaşları’nda bir Üst’tür Antakya.

 

Ashâb-ı Kehf’in Uyku’da olduğu Yüzyıllar’da dışarıda, 300ler’de Metropolitlik, 400ler’de  Patriklik Merkezleri’nden biri olarak anılmaktadır Konstantinopol, İskenderiye gibi.

 

540'ta Enûşirvân Şehr’i ala­rak yağmaladı, her Taraf’ı Ateş’e verdi, Halqı’nı İran'a sürdü.

 

Müjdelenen’i bekleyen Yüzyıllar Kewnî Âyetler’le defalarca sarılır Qarye ve Ashâb’ı.[1] Nûr Çocuk 7 Yaşı’ndayken (577) de Bir Deprem vurmaktadır Antakya’yı.

 

Cebel-i Nûr’da Gâr-ı Hirâ da 610’da tutuşturulan Meşale’nin Işığa bu Aqsa Medine’ye ulaşamadı. 611-628 arasında tam 17 Yıl Mecûsî İrân’ın Egemenliği altında kaldılar. Suriye’yi geri almak üzere Hareket’e geçen Teslisci Heracleitos 622’de Şehir Surlar’ı önünde Mağlup oldu.

 

622.. Ahmed a.ın Yesrib’i Medine edindiği Yıllar.. Rûm Sûre’si Mekke’nin Sonları’nda Senewiyye’nin Rumlar’ı Yengisi’ni gündemleştiriyor Bidi-Sinin içinde Durum’un tersine döneceğini söylüyordu. 628’de Tüm Taraflar bu Gaybî İhbar’ın gerçekleştiğine Tanıklık ettiler. Hudeybiye Sonrası’nın Barış Ortamı’nda daha Mekke’nin Feth’i gerçekleşmediği bir Periyod’da Qudüs ve Antakya’nın Mağrur Sezar’ı Müjdelenen Rasûl’ün Kerim Mektubu’na yırtıyordu. Çok sürmeyecek, 4 Yıl sonra Ahmed Refik-i A’lâ’ya kavuşacak ondan 4 Yıl sonra Ömer’in Elçiler’i Qudüs ve Antakya’ya Savaşsız bir Gâlibiyet’le gireceklerdi.

 

636 Yermuk Savaşı’nda Doğu Roma Müslüman Hâkimiyet’i önünde Diz çöktü. Ebû Ubeyde ibnu Cerrah İdâresi’n­deki Quwwetler Tarafı’ndan kuşatıldı. Kuşatma Uzun sürdü, Hz.Ömer'in Tawsiye’si üzerine Şehr’e Zarar verilme­mek Maqsadı’yla çatışmaya girilmedi.

 

YâSîn Sûresi’nin Antakya’nın Hikâyesi’ni anlattığı Yıllar’a Yakın bir Periyod’da Müslüman olan Ömer’in Rasûl-i Ekrem’e verdiği Destek Önemi’nde bir Destek’ti Neccâr’ın Habibi’nin gösterdiği.. Mezar’ı ortaya çıkarıldı, Türbe ve Camii ile donatıldı Aqsa’l-Medine’den koşup gelen Müjdelenmiş Peygamber’in Elçileri’nce.. Her 2 Peygamber’in Elçiler’i de Elçiler’in Wefâtı’ndan sonra Qarye’ye Ayak basabildiler.

 

Ümeyye Oğullar’ı Şam’da yükselttiler İqtidarları’nı.. Antakya’nın Hinterland’ı şimdi. Şam şimdi Qureyş’i temsilen Roma’yla Savaş’ın Bayraktarı’dır. Ashâb-ı Qarye’de Nufus Hareketlilikler’i oldu, ayrılanlar, yeni İskanlar…

 

Bağdad’ın Antakya’sı Kilikya’nın Başkenti’dir. Me’mun ve Mu’tasım Zamanları’ndan beri Qarye Türk İdâreciler’le tanışmıştır. Ahmed ibnu Tulun’dan İhşidiler’e dek. Şehr’in Hâfıza’sında Türkçe’sin Ses’i 1200 Yıllık.

 

944’de Yalan Dünyâ İqtidarı’nın Bölge’deki Ad’ı Hamdânoğulları'ndan Ebu’l-Ali Hasan (Seyfü’d-Dewle)’dir. Doğu Roma’nın Sasaniler’den beri Yüzlerce Yıllık Antakya üzerindeki Sewda’sı dinmeyecektir. İmparato­r II.Nikephoros Phokas Suriye'ye açtı­ğı bir Sefer sırası’nda 968'de Şehr’i al­mayı başardı. Onun yeri’ne geçen ve Faaliyetleri’ni Suriye ve Filistin'e kadar uza­tan Jean Tzimiskes Antakya Kalesi'ni Tahkim ettirdi. Şehir 1084 e kadar bir Yüzyıl’dan fazla Bizans Hâkimiyeti’nde kaldı. Pavlos’un Teslisi’ne Teslim bir İqtidar’ın Antakya’sı. Bizanslılar’ından Ticârî İmtiyaz tanıdığı Batı Roma’nın Venedikli Tüccar­lar’ı da Antakya'dadırlar.

 

Ve Batı Roma’nın Uşakları’nı Proveke eden Papa Urban 1095’de Emelleri’ne Nâil olur. 200 Yıl sürecek Haçlı Seferler’i Start alır Avrupa’dan.

 

Doğu Roma’nın Antakya’ya olan Planları’nda artık Hesab’a katması kaçınılmaz olan Güç Selçuklular’dır. Büyük Malazgirt Bozgunu’ndan 5 Yıl sonra Kutalmışoğlu Süleyman Şah Tarafı’ndan Antakya’daki Teslis Qal’a’sı kuşatılır. Bizans Adı’na Ermeni Philaretos Brachamios’un İdâresi’ndeki Antakya, Musul Ukaylî Emîr’i Şerefü’d-Dewle Müslim'e Harç öde­mektedir. Maraş, Urfa, Malatya’yı içine alan bir Müstakil bir Dewlet gibi’dir Ermeni Yönetim’i.. 12 Aralık 1084'te Kutalmışoğlu Süleyman Şah bu kez Şehr’i El’de etmeyi başardı, bir Müddet dire­nen Kale 12 Ocak 1085'te düştü. Sü­leyman Şah’ın Adı’nı bir Kenar’a yazıyoruz. Onu Muhtemel 4.Tenwir Kamp’ı Wesilesi’yle İznik’de Tekrar hatırlayacağız.

 

Şehir Halqı’na İyi davrandı, Mar Cassianus Kilisesi'ni Câmi’ye çevir­di; buna karşılık 2 Yeni Kilise yapılmak üzere bir Arazi’yi Hıristiyan Halq’a Tahsis etti. Onun Antakya'yı alması üzerine Ukaylî Emîr’i Müslim Hareket’e geçip An­takya üzerine yürüdü ise de yapılan Savaş’ta Mağlûp oldu.

 

1087’de Melikşah’ın Antakya Emir’i Yağısıyan’dır. Nizâmiyeler’in Tedris’e başladığı Çağ’ın Antakya’sından Söz ediyoruz. Haçlılar 21 Ekim 1097’de Qarye’nin Önleri’ne gelmişlerdir. Direniş 3 Haziran 1098’e dek sürer. Firuz’un İhânet’i tüm Dengeler’i alt üst eder ve Haçlılar’ın zapdettiği Qarye’nin Ashâb’ı Kılıç’tan geçirilir. İşgal’e Kucak açan Cenovalılar ödüllendirilir.[2]

 

 

Arap ve Batı Kaynakları’nda bir “Su Şehri” olarak anılır Kent. Batı ile olan Ticâret’te Önemli bir Mevki’ye Sâhip oldu. Güçlü bir Müslüman Dewleti’nin olmayışı, Siyâsî Parçalanma Bizanslılar'ın ve Haçlılar'ın Uzun Süre bura­ya Hâkim olmalarını sağladı.

 

Moğollar 1258’de Bağdad’ı yıktılar, yani Abbasiler’i.. Moğol İstilâ’sı sırası’nda herhangi bir Saldı­rı’ya uğramadı, Moğollar'ın Korkusu’ndan Şehr’e birçok Hıristiyan ve Müslüman sığındı, Nüfus Artış gös­terdi. Haçlılar Antakya'yı bir Prenslik hâ­li’ne getirerek Rober Guiscard'ın Oğlu Bohemund'a verdiler.

 

Bağdad’ın Yeri’ni Siyâsi Güç olarak Mısır’da Memluklar aldı. Bizans’ın İmparotorlar’ı 1204-1261 arasında Kostantiniye’yi Haçlılar’a bırakıp İznik’e çekilmişlerdi.

 

1268'e dek Antakya’ya birçok Haçlı Sülâle’si hükmetti. Bu Târih’te, Kuzey Suriye'deki Hıristiyan Hâkimiyeti’ne Son veren Memlûk Sultan’ı Baybars, Antakya'yı Kuşatma al­tı’na aldı. 18 Mayıs 1268'de yapılan bir Genel Hücum Sonu’nda Surlar’dan içeri gi­rildi.[3] Büyük Tahribat oldu.  Şehr’in Batı Dünyâsı’nın Doğu’daki Önemli bir Siyâsî ve İqtisâdî Merkez’i, Teslis’in yayıldığı Yer.. Baybars Şehr’in Hıristiyan Dünyâsı’ndaki bu İmajı’­nı yıkmıştı.

 

Antakya Suriye Niyâbeti’ni oluştu­ran Wilâyetler’den Halep Nâibliği’ne bağlandı. Müslüman Âlemi’nde Halep'e Önem verildi ve Ticâret Yollar’ı burada düğümlenmiş olmasına rağmen Batılılar, Haçlılar'ın Doğu’dan sö­külmesinden sonra Memlükler'le Ticâ­ret yaparak İqtisâdî bakımdan kalkındırmamak için Ticâret Yolları’nı Ayaş'tan Anadolu'ya çevirdiler. Baybars yıktığı Şehr’i sonradan Kısmî İmâr etti.[4]  Eski Antakya'dan ise Sur Kalıntılar’ı, St.Pierre Mağara Kilise’si ve bunun Solu’nda bu­lunan Charnion Kabartma Heykeli’nden başka bir Şey kalmamıştır.

 

Konstantin’in Kenti’nin 1453’de Müslüman Payitaht’ı olmasından bir Yarım Yüzyıl sonra Memlüklü Saltanat’ı sona erdi. I.Selim’in Mısır Sefer’i Sırası’nda Osmanlı Egemenliği’ne girdi. Halep Eyâleti’nin Sancak Merkez’i oldu.

 

1500ler’de Gayr-i Müslim Nüfus’u yoktu. 1838 e ait bir Qayd’a göre Şehr’in Nufus’u 6.000 dir. 1867'de Cevdet Paşa  Antakya'da 8775 Müslüman, 1129 gay­r-i Müslim Nüfus’un bulunduğunu yazmış.

 

 

I.Dünyâ Savaş’ı Sonu’nda 1918 Sonbaharı’nda İngilizler tarafından İşgal edildi, sonra da Fransız İdâresi’ne geç­ti. 21 Ekim 1921 Ankara Antlaşma’sı ile Fransa İskenderun Sancağı denilen Böl­ge’ye İdârî Muhtâriyet vermeyi Qabul et­ti.

 

Ocak 1937'de Paris ve Ankara'da ya­pılan Görüşmeler’den sonra 2 Dewlet’in Garantisi’nde Hatay Adı’yla bir Dewlet Teş­kil’i kararlaştırıldı. Anayasa’sı Milletler Cemiyeti'nde hazırlandı ve 29 Mayıs 1937'de onaylandı.

 

Türkiye Garantör Sıfatı’yla 5 Temmuz 1938'de Hatay'a Askerî Bir­likleri’ni soktu.  2 Eylül 1938'de Hatay Cumhuriyeti Millet Meclisi açılarak Dew­let Başkanlığı’na Tayfur Sökmen seçildi.

 

23 Haziran 1939'da imzalanan Antlaş­ma ile Hatay'ın Türkiye'ye katılması ke­sinleşti, aynı Gün Hatay Millet Meclisi bu Doğrultu’da Qarar aldı ve Bakanlar Kurul’u Yetkileri’ni Hatay Olağan Üstü Temsilci’si Cevat Açıkalın'a dewretti ve Varlığı’nı sona erdirdi. Böylece Hatay Wi­lâyet’i ve onun Merkezi Antakya Şehr’i Türkiye İdâresi’ne geçti.

 

1940'ta 28.127 dolayındaki Nüfus’u 1980'de 94.992ye 1985'te 107.821'e yükseldi. Bugün Ashâb’ı Qarye’nin Nufus’u yüzbinlerle İfâde ediliyor. 1985 Sayımı’na göre Nüfus’u 1.002.252. Nüfus Yoğunluğu ise 185'tir. [5]

 

 

Bugünkü Qarye, Âsi Nehri’nin her iki Yakası’nda ve her Doğrultu’da Yatay ve Dikey bir şekilde büyüyor. 5603 km2 Genişliği’ndeki Hatay İl’i.

 

Antakya Şehri’nin Merkez olduğu Ha­tay İl’i, Kuzey’de Adana ve Gaziantep İlle­r’i ile Komşu’; Doğu’da ve Güney’de Su­riye Topraklar’ı, Batı’da da Akdeniz Kıyılar’ı ile çevrili.

 

Merkez İlçe’den baş­ka Altınözü, Dörtyol, Erzin, Hassa, İsken­derun. Kırıkhan. Reyhanlı. Samandağı ve Yayladağı Adlı 9 İlçe’si, 25 Bucağı, 383 de Köy’ü var.

 

Diyanet İşleri Başkanlığı'na ait 1989 Yıl’ı İstatistikleri­’ne göre Hatay'da İl ve İlçe Merkezleri’nde 176, Kasaba ve Köyler’de ise 497 olmak üzere Toplam 673 Cami vardı.

 

Aqsa’l-Medeniyet’ten sa’y ederek bu Qarye’ye Yol alıyoruz.  [6] Sınırlar artık Suriye içleirine dek Açık.

 

Kemal Ersözlü
23 Nisan 2010

[1]              Ada 458 Zelzele­si’nde yıkılmış ve terkedilmişti.

                525'te yandı, 526'da Deprem’le sarsıldı.  528'de Bü­yük bir Zelzele’ye daha Mâruz kaldı: Halq’ın Çoğu öldü. Şehir Tamamı’yla harap ol­du.

                542’de Veba Salgın’ı, 551, 557 de Deprem­ler Şehr’i sarstı.

[2]                      30 kadar Ev, bir Kilise, bir Çeşme.

[3]                      Şehir Mücâdele ile alındığı için yağmaya İzin verildi, ayrıca vaktiyle Haçlı­lar'ın yaptığı gibi Halq’ın çoğu Kılıç’tan geçirildi, bir kısmı Esir alındı. Şehir Ate­ş’e verildi ve Tahrip edildi. Bundan sonra Antakya bir daha Eski Şaşaası’na ulaşa­madı.

[4]                      Baybars'ın bir Waqfiye düzenlediği Cündî  Hamam’ı bu­gün’e geldi. ilk Osmanlı Tah­riri’nde yer alan Câmiler’in Memlükler Zamanı’na ait olması Mümkün’dür.

[5]               Halil Sahillioğlu/ Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, İstanbul, 1991: 3/228-232.

[6]               el-Kehf 18-77,

82; Yâsîn 36-13, 20.

 

اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ

096_1.jpg

Ulûm el-Hikme Okulu

uho1.jpg
Copyright 2011 III- Mesîh'in Müjde'si - Ulum el-Hikme Okulu. Karanlık içinde yakılan sönmeyen ışığın aydınlığında, Taqwa üzere imar edilen Umran’ı hedeflemektedir.
http://www.eskortkizlarankara.com/
Joomla Templates by Wordpress themes free